Ne yazsam, nasıl yazsam?
Yazmış olmak için mi yazsam! Yoksa yazacaksam adam gibi mi yazsam?
Bilmiyorum!
İnsanın neyi neden yaptığını bilmeden yapması kadar yorucu,sıkıcı ve de yavan bir şey olabilir mi?
Hani hayatımızın birçok bölümünde yaptığımız MİŞ’ler gibi.
ÇalışMIŞ olmak için çalışmak, gelMİŞ olmak için gelmek,oturMUŞ olmak için oturmak, sınava girMİŞ olmak için girmek…..vs.vs…
Dostlar alış verişte görsün!
Dostlar görüyor elbet…
Ya biz! Asıl biz ne görüyoruz?
Gördüklerinizle dostlarınızın gördükleri ne kadar uyumlu?
Kalbinizden geçirdikleriniz ile, dostlarınızın kalbinden geçirttikleriniz hangi düzlemde kesişiyor?
Durun…
Şimdi okumayı bırakın. Bırakın ve gözlerinizi kapatın……şimdi…
Bir an bile olsa gözleriniz kapalıyken gördüğünüz şey ney di?
Yada o an aklınızdan geçen şey…
Çoğu zaman insan yaptığı ile yapması gerekenin bağdaşmadığını bildiği halde yaptığını yapmaya devam eder.
Miş gibi!
Neden?
Sorunun cevabını soruyu soran herkes biliyor aslında değil mi…
Bildiğimiz halde…
Kalbimizin sesini dinlemeden…
DinleMİŞ gibi!
Bazılarımız, hep MİŞ gibi yaşamak zorunda kalırlar. Çünkü onlara, yapılması gerekeni yapmak için sarf edilecek eforu sarf etmektense, MİŞ gibi yaşamak çok daha kolay gelir.
MİŞ gibi yaşarken düşülen hatalardan dönmeyi de, zaafiyetle ilişkilendirmek suretiyle, önemsenmeyi umar bu bazılarımız..
Böyle yaparken durumu da kurtardıklarını düşünürler.
Şimdi etrafınızda ki MİŞ gibi yaşayan insanları düşünün!
Kurtarılan bir şey varmıymış?
ÖYLEYSE!
Öyleyse;
Göründüğün gibi olmakla, olduğun gibi görünmek arasındaki, ince fakat keskin farkı fark eden olmalı ve hangisi olmak istediğimize karar vermeliyiz.
Yada MİŞ gibi yapmaya devam ederken, MİŞ gibi karşılık almaktan şikayet etmemeliyiz.
Hayatımızdaki MİŞ lerin GEÇMİŞ olması, adam olup ADAM gibi yaşanması dileği ile.

T. Uraloğlu
04/01/09-ANKARA

Gülenadam