(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bizim oralarda kadın olsun, erkek olsun saydığınız bu meziyetlere sahip olanlara "adam" diyorlar, tasdiklemek için "adam gibi adam" diyerek birde iltifat ediyorlar.
Güzeldi yazınız,insanlık adına olması gerekenler yazılmıştı.Kutlarım. Bir sözü paylaşmak isterim.....HİÇ BİR ŞEY İNSAN KADAR YÜKSELEMEZ VE ONUN KADAR ALÇALAMAZ.....HÖLDERLİN.... Dilerim insan olmaya yakışanlardan oluruz....saygılar .Paylaşıma teşekkür ederim. .serapertence
Fazıl Bey,harika bir yazıydı.Ne yazıkki şekli insan olupta insanlıkla alaksı olmayan bir sürü yaratık var çevremizde... Ailesine çocuklarına ,topluma şiiddet uygulayan bu insanlar insanı veye hayvanı dövmeyi adamlık bilirler.Ben bunlara erkek demem merkep derim.(Dört ayaklı merkep yani eşeklerden özür dileyerek...) Harika yazıyı yazan yüreği kutlarım....
Manevi değerlerine sahip çıkmayan bir ulusun yıkımı çok kolaydır. Öncelikle kendimiz sonra ailemizden başlayarak bu değerlerin korunması adına insanlık adına çaba göstermemiz gerekiyor. Duyarlı bir yaklaşımla kaleme aldığınız bu yazınızı yürekten kutluyorum.
Ne kadar güzel bir yazı olmuş ..insan olan insan ile insan olmayan insanı bu yazı ile anlamak mümkün ..çok teşekkür ediyorum böylesine toplumsal bir yazıyı bizimle paylaşan insan gibi insana saygılarımla
iNSAN ALLAH IN yarattığı akılla süslediği bazan melekleri kıskandıracak kadar güzel amelleri olan...Bazansa herişeye yenikdüşen herşeyden de aşağı olandır.. İnsan elinden dilinden kendinden hiç bir şekilde zarar görülmeyen ağlarkende karşıdakini mutlu eden..Yerine göre kendi bir tas çorbasını dahi paylaşan...Allah rızasnı gözeten Allah için seven Onun içinde vazgeçendir.. Günümüzde düşünüyorumda ne kadar az insan gibi insan olanlar ..İnsan gibi insan olalara selam olsun..O yüreğe sahip olanlar asla incitmezler... İnsan gibi insanlar artsa dünyanın düzeni daha da güzel olurdu..Çok güzeldi yazınızın konusu sayfalarca yazdıracak kadar ...Allah sizden ve insan gibi insanlardan razı olsun..İnsan gibi insanların ömrünü Rabbimiz sağlıklı uzun eylesin sayılarını artırsın.. Allaha emanet olunuz..Selam ve dua ile.
Bize göre insan; annesinden insan olarak doğandan daha çok, insan olarak kalan ve insani özelliklerini ölene kadar sürekli yüce hasletlerle besleyendir. İnsanlık, insan olduğunu fark etmekle başlar. Kendisinin insan olduğunun farkında olan, insani özelliklerini sürekli yemleyen, yenileyen; kafasını ve kalbini birbiriyle barışık tutarak bilgisini sürekli arıtan ve artırandır.
Çok gelişmiş bir fizik ve kimya laboratuarını andıran yapısındaki görkemi, muazzamlığı, muhteşemliği büyükçe bir hazineye birdenbire kavuşan bir mirasyedi gibi hoyratça harcayan, canlı ve cansız varlıklara yön ve istikamet belirlerken kendi mihverinden ve yörüngesinden çıkan, insan olamaz elbette. İnsan, başkalarına kul, köle veya efendi olmaktan çok, ilim ve insanlık yolunda halktan biri olarak gerçeklerden kıl payı ayrılmadan yaşamayı kendisi için en değerli bir görev bilendir. Düşünen, fikir üreten, fiillerini daha bir disiplinli hale getiren, idealist ve insanlığa faydalı olan kişidir, insan.
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir.
M.Akif Ak’ın tabiriyle, çöl kuraklığındaki gönüllere gözyaşıyla, tebessümüyle hayat kaynağı olan; gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akan; dostları ve yarenleri için kendini unutan; hayatında maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmeyen, imtiyaz istemeyip en büyük acıyı övülmekten çeken; gönül sofrasını açıp herkesi karşılıksız doyuran, bizleri ötelere doğru umutla taşıyan; sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulan; arada bir tökezlese de azimle tekrar dimdik doğrulan kimseler; elbette gerçek insanlardır.
Tarihini, yöresini, dilini, dününü unutan, vatanını, milletini, devletini, insanını ve insanlığı sevmeyen insan, insan olamaz…
BU YAZININ TÜMÜNÜ İMZALIYORUM. ALLAH RAZI OLSUN DİYORUM. İNSANI İNSAN GİBİ ANLATMIŞSINIZ EFENDİM.
Çok gelişmiş bir fizik ve kimya laboratuarını andıran yapısındaki görkemi, muazzamlığı, muhteşemliği büyükçe bir hazineye birdenbire kavuşan bir mirasyedi gibi hoyratça harcayan, canlı ve cansız varlıklara yön ve istikamet belirlerken kendi mihverinden ve yörüngesinden çıkan, insan olamaz elbette. İnsan, başkalarına kul, köle veya efendi olmaktan çok, ilim ve insanlık yolunda halktan biri olarak gerçeklerden kıl payı ayrılmadan yaşamayı kendisi için en değerli bir görev bilendir. Düşünen, fikir üreten, fiillerini daha bir disiplinli hale getiren, idealist ve insanlığa faydalı olan kişidir, insan.
Bu kalem gerçekten güzel yazıyor. Yazılar kendini okutturuyor. Biz de okuyoruz severek. Yazan yüreklere saygılar.
Çok gelişmiş bir fizik ve kimya laboratuarını andıran yapısındaki görkemi, muazzamlığı, muhteşemliği büyükçe bir hazineye birdenbire kavuşan bir mirasyedi gibi hoyratça harcayan, canlı ve cansız varlıklara yön ve istikamet belirlerken kendi mihverinden ve yörüngesinden çıkan, insan olamaz elbette. İnsan, başkalarına kul, köle veya efendi olmaktan çok, ilim ve insanlık yolunda halktan biri olarak gerçeklerden kıl payı ayrılmadan yaşamayı kendisi için en değerli bir görev bilendir. Düşünen, fikir üreten, fiillerini daha bir disiplinli hale getiren, idealist ve insanlığa faydalı olan kişidir, insan....
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir...
M.Akif Ak’ın tabiriyle, çöl kuraklığındaki gönüllere gözyaşıyla, tebessümüyle hayat kaynağı olan; gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akan; dostları ve yarenleri için kendini unutan; hayatında maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmeyen, imtiyaz istemeyip en büyük acıyı övülmekten çeken; gönül sofrasını açıp herkesi karşılıksız doyuran, bizleri ötelere doğru umutla taşıyan; sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulan; arada bir tökezlese de azimle tekrar dimdik doğrulan kimseler; elbette gerçek insanlardır...
Tarihini, yöresini, dilini, dününü unutan, vatanını, milletini, devletini, insanını ve insanlığı sevmeyen insan, insan olamaz…
kaleminiz dert görmesin. dört dörtlük bir yazıydı. sağolun.
Çok gelişmiş bir fizik ve kimya laboratuarını andıran yapısındaki görkemi, muazzamlığı, muhteşemliği büyükçe bir hazineye birdenbire kavuşan bir mirasyedi gibi hoyratça harcayan, canlı ve cansız varlıklara yön ve istikamet belirlerken kendi mihverinden ve yörüngesinden çıkan, insan olamaz elbette. İnsan, başkalarına kul, köle veya efendi olmaktan çok, ilim ve insanlık yolunda halktan biri olarak gerçeklerden kıl payı ayrılmadan yaşamayı kendisi için en değerli bir görev bilendir. Düşünen, fikir üreten, fiillerini daha bir disiplinli hale getiren, idealist ve insanlığa faydalı olan kişidir, insan.
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir.
M.Akif Ak’ın tabiriyle, çöl kuraklığındaki gönüllere gözyaşıyla, tebessümüyle hayat kaynağı olan; gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akan; dostları ve yarenleri için kendini unutan; hayatında maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmeyen, imtiyaz istemeyip en büyük acıyı övülmekten çeken; gönül sofrasını açıp herkesi karşılıksız doyuran, bizleri ötelere doğru umutla taşıyan; sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulan; arada bir tökezlese de azimle tekrar dimdik doğrulan kimseler; elbette gerçek insanlardır.
Tarihini, yöresini, dilini, dününü unutan, vatanını, milletini, devletini, insanını ve insanlığı sevmeyen insan, insan olamaz…
kaleminiz dert görmesin. dört dörtlük bir yazıydı. sağolun.
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir. Tarihini, töresini, dilini, dününü unutan, vatanını, milletini, devletini, insanını ve insanlığı sevmeyen insan, insan olamaz
edebi ve edepli kompozisyonunuzla gönlümü şad eylediniz,iyiki varsınız,şu sanal alemin sayfaları eften püften cici loylom yazılarla kirlenirken sizin gibi kalemi kuvvetli dostlara inanın ülke olarak ihtiyacımız var,bundan böyle takibimdesiniz,Allaha emanet olun
Sevgili dost insanlar üç guruptur birinci gurup esfele safilin denilen gurup ki bunlar hayvanlardan aşağı guruptur. İkinci gurup hayvanlar seviyedindeki guruptur bunlar yalnızca dünyalık işlerini yapanlar yani hayvanların yaptıkları tüm fiilleri yapanlar .Üçüncü bir gurup vardırki bunlar meleklerden üstün guruplardır bu kimselar akıl ve mantığını kullananlardır Allahın verdiği aklı en iyi kullananlardır inançlı imanlı iyilik yapan insanlığa hizmet edenlerdir işte o gurubun içine girebilmek erdemdir . Sevgili dost yazan kalemin hiç susmasın yüreğin var olsun Konyadan selam ve sevgilerimi yolluyorum
sağlam bir kalem olduğunuzu ispat eden bu yaznız mükemmel olmuş... M.Akif Ak’ın tabiriyle, çöl kuraklığındaki gönüllere gözyaşıyla, tebessümüyle hayat kaynağı olan; gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akan; dostları ve yarenleri için kendini unutan; hayatında maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmeyen, imtiyaz istemeyip en büyük acıyı övülmekten çeken; gönül sofrasını açıp herkesi karşılıksız doyuran, bizleri ötelere doğru umutla taşıyan; sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulan; arada bir tökezlese de azimle tekrar dimdik doğrulan kimseler; elbette gerçek insanlardır. burda kendimden de birşeyler buldum... hakikaten övülmek çoğu zaman utandırır beni... gerçekten bu övgülere layıkmıyım ben ve yaptıklarım diye düşünürüm... kendimden emin olmama rağmen fazla pohpohlanmak evet bazen acıtıyor gerçekten... çok beğendim kaleminiz hiç susmasın başarılar saygılar...
Bize göre insan; annesinden insan olarak doğandan daha çok, insan olarak kalan ve insani özelliklerini ölene kadar sürekli yüce hasletlerle besleyendir. İnsanlık, insan olduğunu fark etmekle başlar. Kendisinin insan olduğunun farkında olan, insani özelliklerini sürekli yemleyen, yenileyen; kafasını ve kalbini birbiriyle barışık tutarak bilgisini sürekli arıtan ve artırandır.
BİZE GÖRE DE BÖYLE ÜSTAT. İNSANI NE GÜZEL ANLATMIŞSINIZ. KALEMİNİZ VAR OLSUN. SAYGIALR.
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir.
M.Akif Ak’ın tabiriyle, çöl kuraklığındaki gönüllere gözyaşıyla, tebessümüyle hayat kaynağı olan; gerçeklerin yoluna sular gibi çağlayıp akan; dostları ve yarenleri için kendini unutan; hayatında maddi ve dünyevi ihtiras nedir bilmeyen, imtiyaz istemeyip en büyük acıyı övülmekten çeken; gönül sofrasını açıp herkesi karşılıksız doyuran, bizleri ötelere doğru umutla taşıyan; sorumluluk, soyluluk ve saygıyla yoğrulan; arada bir tökezlese de azimle tekrar dimdik doğrulan kimseler; elbette gerçek insanlardır.
çok güzeldi. tam da bir sanat-edebitat adamı gözüyle insan analatılmış. üslubunuz var. fikriniz var. tebrikler.
Hayır insan bu değil Ne bir melek ne bir şeytan İnsan ham bir çamurdan can. Önce bilmeli kendinin zayıflığını Bir ince rüzgarda kırılan dal olduğunu.
İnsan, Aceleci, korkak, yalancı, Tüm bunları yaparda, Kendi bilmez halini. İnsan her zaman doğrultulmaya muhtaç Bir ışık görmeli önündeki yürüsün. İnsan büyümeyen bebek Al onu yüce Rabbim yaklaşsın Sana En yakın olduğu, Secdeye vardığında.
Kuran ahlakı ile bağlanırsa Rabbine Her an savuran rüzgarlar düşüremez yeise. İnsan, Sahte yalanlara boyun eğme, Sen dağlardan bile yüce Bir emanetsin yeryüzüne. Topla hergün dağılan yanlarını Yürü, Sıratı Müstakimde Peygamberler,salihler saçmışlar yoluna.
Melik Haker tarafından 4/29/2010 7:21:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gücünü maddeden manaya, basitten mükemmele, olaylardan kavramlara sıçrama gibi üstün ruhi ve zihni kuvvetlerden alan, şuuru ile başta kendi kendinin kontrolünü gerçekleştiren, her zaman yüksek fikir ve düşüncelerle yükseklerde uçan, yüreklerde yeşerip açan, bütün zamanını güzellik ve erdem üretmekle değerlendiren, bağımsızlığına düşkün olan bu tipler, bizim insan saydıklarımız ve gerçek insan bildiklerimizdir.
Tebrik ederim .Çok doğru tespitler ve özellikler.İnsan olmanın erdemlerini bilinmeli,bilinçlenmeyenler bilinçlenmeli aslında.Çok yararlı bir yazıydı.Saygılarımla..
Mükemmel insanı çok düzgün bir anlatımla, akıcı bir üslupla anlatmışsınız. Bundan güzel nasıl anlatılır, diye düşünüyorum.Günün yazısına aday bence, tebrikler, saygılarımla.
ne diyebilirim ki fazıl bey... tek kelimeyle mükemmellll... insanlığın insanın niteliği ancak bu kadar güzel anlatılabilir inanın tüm söylevlerinize gönülden katılıyorumm..ve İNSAN. İNSAN OLDUĞU KADAR İNSANDIR diyorum .sevgiyle ve dostlukla kalın :) saygılar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.