11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1736
Okunma
Namus görünmez bir cevherdir; çok kere ona sahip olmayanlar sahipmiş gibi görünürler. Shakespeare...
Bir şeyler var olmalı ve olması gerektiği gibi idame ettirilmeli insan hayatında. Ve yine anlamlı ve aydınlıtıcı olarak yansımalı hayata daima. Akıp giden bu fani alem rüyasında yaşayıp giderken,ötede ayık ve baki bir yaşam kazanmak için prensipler edinmeli insan mutlaka.
Günlük hayat içinde ne kadar ilginç ve çok dikkat çekici kareler resmediyoruz görsel hafızamızın her hangi köşesinde bir yerlere. Tıpkı bir film şeridi gibi evirip çevirip-tekrar tekrar baştan alıp seyrediyoruz bu filmi daha sonra. Günlerce,belki aylarca hatırımız da diri tuyoruz bu sahneleri. Görsellik kimileri için hayatın ta kendisi,kimileri içinse sıradan, aldatıcı ve öylesi.
Ve klişeleşmiş sözlerimiz var tabii ki. "Güzele bakmak sevaptır?!" demek mesela. Ve ya,"üç günlük dünya işte,yaşamayıpta ne yapacağım sanki,bir dahamı geleceğim bu dünya ya", dediğimiz aldatmaca sözlerimiz gibi.
"Bakmakmıdır doğru olan,görmek mi yoksa?" Baktığında gördüğün şey ne peki? Önemli olan işte burası.
Yer Kadıköy bağdat caddesi. Bu caddeyi bilmeyen ve merak etmeyen insan yoktur sanıyorum. Bu cadde öyle bir yerki,burada insanın karşısına her han, her köşe başında bir illet,bir musibet ve bir cinayet çımkası sıradan ve olası. Acı ama gerçek olan bu.
Zengin çocukların kirli gururları,yoksul kesimin kaldırımlara dökülen hayalleri ve insanı iffet süzgecinden geçiren süslü kadınları.
Arabaların en işlek olduğu yer ve tam köşe başından dikilen bir kadın var. Açık yerleri kapalı yerlerinden çok çok daha fazla. Ona göre bu çok normal bir durum ama, başkalarına görede öylemi aca ba? Olmasa gerek ki, bütün erkekler çevirmiş kafasını çokta güzel olmayan ve sıradan görünen bu kadına bakıyorlar pür dikkat bir halde hemde. İlginç olanda bu ya, bizde öyle. Ama bir farkla!.. Biz kadına değil, "erkeklerin bu kadına neden böyle baktığına" bakıyoruz hayretle. Fark işte burada.
Bu suçmudur peki? Yoksa değil mi? Suç değilse eğer insanda uyanan bu sorgu niye?
Veya kim suçlu diye soralım en doğrusu?. Gözünü haramdan sakınmayan erkek mi,yoksa örtüsünü üzerine almadan topuklarını vura vura sokaklarda salınan, kadın mı? Genelleme hiç uymadı öğle değil mi? Ne de olsa suç ortak payda.
Mü’min erkeklere de ki; gözlerini (haramdan) saklasınlar ve ırzlarını korusunlar, bu kendileri hesabına en temiz yoldur. Hiç süphesiz, Allah yaptıklarını iç yüzü ile bilendir.
Mü’min kadinlara da de ki, (onlar da) gözlerini (haramdan) sakinsinlar irzlarini korusunlar. Kendiliginden belirenin disinda ziynetlerini açiga vurmasinlar. Baslarini gögüslerini kapayacak sekilde örtsünler. Güzelliklerini kocalarindan ve birinci sınıf akrabaları dışında kimselere göstermesinler.Sakli güzelliklerini ortaya çikaracak sekilde sesli adimlar atarak yürümesinler.Nur suresi.
Ayet ile sabittir. Ve hiç bir Allah kulu çıkıp buna itiraz etmeye güç yetiremeyecektir. (Gayrı müslimler) dışında.
Evet; şöyle genel bir bakış açısı ile ele alınca konuyu"başkasına neden baktın" bahanesiyle evliklerin dahi boşanmayla sonuçlandığını görebiliyoruz toplum içinde. İnsanlar arasındaki bu güvensizlik öyle bir hat safaya çıkmışki, akşam erkek eve gelince elbisesini didik didik arayan kadınların sayılarının hiçte azımsanacak bir sayıda olmadığını hepimiz biliyoruz yine.
İş yalnız bununla kalmış olsa iyi. Bir de fuhuş içine sürüklenip yolunu tümüyle kaybeden insanlarımız var. Elbetteki bu insanlar durduk yere o bataklığa sürüklenmiyorlar. İnsanlık Allahın takdiri ile nasıl bir kadın ve bir erketen yaratılıp dünya hayatına atılmış ise,fuhuş ve benzeri çirkinliklrde yine aynı şekilde, bu iki varlık ile meydana çıkıp hüküm sürmüştür yer yüzünde.
Kaldırımlarda ve ıssız sokaklarda kırmızı topuklar ardına düşen sefil akıl,hangi vicdanın vicdansızıdır! Kadınları zayıf bilip sermaye sektöründe ahlaksızca kullanan şerefi yitikler,hangi şeytanın ayak kiridirler? Şeytanada haksızlık etmiş oluyoruz aslında çünkü,şeytanıda ürküten, şeytan sıfatlı insanların şerri bu!..
Ne yazık ki; günümüzde Allaha karşı daha o kadar çok saygısızlık ve çirkinlikler yapılıyorki, belki melekler"seni yer yuta kul" diye niyaz etmektedirler her saniye. Buna rağmen yinede Allah, kendi mülkünde emrine itaat etmeyen bu insanlara Rahman sıfatı ile mühlet vermekte ve tevbe kapısını açık tutmaktadır daima.
Bu tür olaylar ve bu çirkin arzulu insalarda ahlak emaresi aramak beyhude. Onlar, kendi ateşinin odununu kendi taşıyan kul sınıfındadırlar.
Namusun sınıfı olur mu peki? Elbetteki olmaz. Namus kadın içinde erkek içinde aynıdır. Burada önemli olan, farkında olmamız gereken gerçeklerin farkında olmaktır.
Evinden sokağa çıkan kadın kim için ve ne amaçla süslenip çıkar? Gayesi kendi için mi güzel olmaktır yoksa amacı, birilerine mi güzel görünmektir?
Bakanmı suçludur, baktıranmı peki?
Sosyal hayatta evini geçindirmek amacıyla çalışan adam, neden gözlerini başka kadınlara dikme gereği duyar? Evdeki kadın mı suçludur,yoksa çirkin nefsine köle olup gözünü dışarı kaydıran erkek mi?
Sonuç olarak her ne olursa olsun, "bakan suçludur fakat,baktıran misliyle suçlu."
Birde şu gerçek varki, İnsan ister açık olsun ister kapalı,ister mü"min olsun, ister kafir hiç farketmiyor. Gerçek olan ve olması gereken tek şey, her insanda olması gereken bir adab ve edeb sahibi olma gerçeğidir.
"Allah"tan korkmuyorsan,kuldan utan bari" demek misali...
Yinede insan soruyor şte,insanlar normal dışı birbirine"anormal "bir şekilde niye bakar ki ?
........