Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Yükselenyıldız
Yükselenyıldız

TOPACIMI İSTERİM

Yorum

TOPACIMI İSTERİM

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

852

Okunma

TOPACIMI İSTERİM

TOPACIMI İSTERİM



Tahta okul çantalarımızı, o zaman oldukça bol olan oyun alanlarından birisinin ortasına yığar, topaçlarımızla(‘ayı’ derdik) iplerini sakladığımız bir yerlerden çıkarır, hava kararıncaya kadar çevirir, çevirirdik. Topacı olmayan arkadaşlarımız ertesi gün okulda şikayetçi olurlar, her nedense yasak olan bu meşgalemizi öğretmenimiz tektek cebimizden bizzat çıkarır ve okul müdürüne teslim ederdi. Avuçlarımıza iki cetvel vurmayı da unutmazdı.

Bakkallarda bir sandığın içerisinde satılan topaçlar genelde ‘kabaralı’ ve etrafı pembe-yeşil-sarı boyalı olurdu. Amca ve ağabeylerinden ilgi gören şanslılarımız bu kabaraları söktürür, yerine sivri bir çivi çaktırırdı.

Topaç çevirmek hüner isterdi. Deneme-yanılma yoluyla bir hayli uğraşır ve gerekli yeteneği kazandıktan sonra, yerde dönmekte olan topacı, orta ve işaret parmaklarımızı kullanarak, hoop, avucumuza alıverirdik. Açık ve teknoloji kokusundan uzak temiz havada yüzlerce kez çevirmek için fırlattığımız topaç sayesinde kol kaslarımız herhalde kuvvetlenirdi.

Çarşamba ve Cumartesi öğle sonları, pazarları da tümden okul olmadığından, topaç, uçurtma, misket (buna da ‘bilya’ derdik) ve çember, bizim kopmaz parçalarımızdı. Açık havadaki bu haraketlilik yediğimiz besinleri sağlıklı bir şekilde vücudumuza yaktırır, senede bir okulda yapılan aşılar sayesinde (o gün okuldan kaçmazsak) yatağa düşmezdik.

Araçları dokuz yassı-yuvarlak kiremit ve bir toptan oluşan, iki küme halinde oynadığımız oyunun adı önceleri ‘gomünist’ idi. Rakip takım, topla devirdiği kiremitleri tekrar üst üste koyduğunda, “Yaşasın koomüniiiiiiiiiist!” diye bağırırdı. Vorda kapılı evimiz Bolvadin Caddesi üzerindeydi(hoş, şimdi yerinde anamın, ‘gâvurcular bakınca şapkası düşsün,’ diye tam 2 trilyon harcadığı ama hâlâ bitmeyen apartıman var,) ve Said-î Nursî su deposuna zikire giderken oradan geçerdi. Bir gün oyunumuzu gözlemlemiş, çıkardığımız sevinç çığlıklarını duymuş. Bizleri çağırdı ve, “Bu oyunun adı cumhuriyettir,” demişti. Ondan sonra biz, “Yaşasın! Cumhuriyeeet!” diye bağırır olmuştuk.

Bazan renkli kağıt, çoğu kez de gazete kağıdından, yapıştırıcı olarak hamur kullanılmış uçurtmalat, rengarenk ipliklerimizin elverdiği oranda gökyüzüne süzüldüğünde, bazan yumurtalı, bazan haşhaş yağlı, bazan da şekerli dürümlerimizi ısırırdık. Ve doymak bilmezdik; yanaklarımız pancar pancar yanardı...

Günümüz çocukları topacı kitap ve dergilerden tanıyor.

Öğretmenler, “Öğretmenim, Hasan misket oynuyor; dersini yapmıyor,” diye şikayet almıyor.

Kaç bahar, kaç sonbahar geçti; gökyüzünde bir tek uçurtma göremedik.

Birinci sınıf çocuğu, ‘Çetin, çember çevir.’ fişine yapıştırılmış, sadece çember çeviren çocuğa ait zannediyor çemberi. Ve aslını hiç görmedi; göremeyecek de...

Günümüz çocuğunun daracık odalarda oynayabileceği oyuncakları var, ağırpahalı.

Günümüz çocuğunun bir koltuğa tüneyip, saatlerce başını üzerine eğdiği tetrisleri var.

Günümüz çocuğunun, babasının-anasının içtiği sigaranın dumanları arasında da oynayabileceği atarileri var.

Günümüz çocuğunun, kendisini dört duvar arasında oynayabilme olanağı sağlayan zengin ana-babaları var.

Günümüz çocuğunun yediği pek çok besin değeri yüksek yiyeceği var ama yanakları pancar pancar yanmıyor.

Ve günümüz çocuğunun bol doktoru, bol ilâcı var. Onun için topaca, miskete, çembere, uçurtmaya hiç mi hiç ihtiyacı yok(!).

Ama ben, topacımı isterim...

Yüksel ÖNAÇAN

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Topacımı isterim Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Topacımı isterim yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TOPACIMI İSTERİM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ağyar
Ağyar, @agyar
25.4.2010 00:35:30
10 puan verdi
Ya şimdiki çocuklar, ne yapsın garipler. Topaç versen, ip versen, top versen, toprak mı kaldı top çevirecek, ip atlayacak, top oynayacak.

Hocam anlatıyorsun da yorum yapan çoğu dostlar gibi benimde çocukluğum gözümün önüne geliyor. Demekki hepimiz aşağı yukarı 25 li 30 lu yaşlardayız :-)

Sanırım sizinlede aramızda fazla yaş farkı yok, sizde taş çatlasın 35 inizde gösteriyorsunuz hocam ;-)

Yukarıda da söylediğim gibi anlattıklarınızı bire bir yaşamış gibiyim.Yalnız sizin hoca bayağı insaflıymış hocam, cetvelle vurduğuna göre.

Öldüyse Allah rahmet eylesin(muhtemelen), yaşıyorsa kulakları çınlasın(zayıf ihtimal) bir müdür beyimiz vardı ilkokulda, İbrahim hoca. Onun bir sopası vardı, inanmazsın sandalye bacağını kesip, çapaklarını da hafif zımparalamış, üzerine de siyah yağlı boyadan bir güzel “Affetmez” yazdırmış, o gibi durumlarda onunla okşardı bizi. Ellerimiz o kadar yanardı ki, iki teneffüs boyunca lavaboda suya tutardık da anca soğurdu.

Misket dedinde aklıma "naciye" geldi hocam. Misketin rengarenk olanına naciye derdik biz :)

Tebrikler hocam, Saygılar, selamlar
kova270167
kova270167, @kova270167
24.4.2010 16:53:25
herkesin anılarda alacaklı olduğu yerler var galiba:)tebrikler.saygılar...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
24.4.2010 13:00:12
Ne kadar da doğru söylüyorsunuz. Beni de çocukluğuma döndürdünüz "aç kapıyı bezirgan başı", "yağ satarım bal satardım ustam ölmüş ben satarım" çizgi oyunları, sek sek, beş taş beşik taş dediğim oyunlar ne güzel bir çocukluk yaşamışız diye düşündüm. Şimdiki çocuklar en fazla kapı önünde oynamasına izin veriliyor, cadde üstüyse bisiklet sürmesine bile müsaade yok, biz doya doya oynadık ve ben de çocukken hiç hasta olduğumu hatırlamıyorum çiçek, kabakulak gibi çocuk hastalıkları dışında... Şimdi yiyecekler hormonlu, arkadaşlıklar daha bir suni tabi gerçek dostlar da var ama her şey değişime uğradı sanki... Çok güzel bir yazıydı. Kutluyorum. Saygı ve selamlarımla...
Mehmet Ali Türkan
Mehmet Ali Türkan, @mehmetaliturkan
24.4.2010 10:30:10
İnsan biraz yaşlanınca çocukken yaşadıklarına olan özlemi dah mı artıyor ne. Hepimizin içinde saklı çocuklar bir bir çıkıyor ortaya. O günler geri gelmez elbet. Ancak hatırası hiç bitmez. Elinize sağlık. Bende bir topaç var vereyim size yükselen yıldız kardeşim. Saygıyla...
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
24.4.2010 10:13:03
10 puan verdi
Sokakta çelik-çomak oynadığımız günler geldi aklıma...O günlerde sokaklar tertemiz di. İki sap çimen görsek; sere serpe atardık kendimizi üstüne. 16 aylık torunumu çıkartıyorum, koşsun-oynasın diye. Ne rahat yürüyebiliyor, ne de çimenlik alana çıkabiliyor. Her yer köpek pisliği dolu. Alıp eve getiriyorum. Elektrik telini sıyırarak yaptığım bir oyuncak var. Deterjanlı suya halka yaptığınız ucunu batırıyorsunuz. Üflediğinizde baloncuklar uçuşuyor. Balkonda onu oynuyoruz. Baby tv den uzak tutmaya çalışıyorum ama nereye kadar?

Ben de istiyorum; torunum topaç çevirsin, yoyo oynasın, kumdan kaleler yapsın, çimenlere uzansın...

Saygılarımla...

Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
24.4.2010 08:53:35
10 puan verdi
Son derece anlamlı bir yazı. Teknolojinin sanallaştırdığı, kuklalaştırdığı, esir aldığı yaşamlar, hayallere terkettirdi gerçek, doğal yaşamları.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
24.4.2010 07:12:47
10 puan verdi
Geçmişe özlemi ne güzel anlatmışsınız. Beni de alıp eskilere götürdünüz. Çok duygulu bir yazıydı. Tebrikler...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL