Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Fuat Türker
Fuat Türker

Hangi Ses?

Yorum

Hangi Ses?

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

706

Okunma

Hangi Ses?

Hangi Ses?

İnsan, yaşadığı sıkıntı ve zorluk zamanlarında içinde iki farklı ses duyar. Bunlardan biri özveriyi, güzel ahlakı ve her zaman Allah’ın buyruklarına uygun davranmayı emreden vicdanının sesidir. Kişi bu sese kulak verdiğinde, her zaman Allah’ın hoşnut kalacağı tavrı gösterecek, sabır göstermeyi ve tevekkül etmeyi seçecektir. Duyduğu ikinci ses ise Kur’an’da Hz.Yusuf’un sözlerindeki gibi ‘ var gücüyle kötülüğü emreden’ nefsinin sesidir. Bu ses kişiye isyanı, bencilliği ve çirkin davranışları fısıldar. Bu ikinci sese uyanlar, çok büyük bir kayba uğrar ve nefsi sözcüsü olarak kullanan şeytanı kendilerine dost edinirler. Şeytan, insanları Allah’ın dosdoğru yolundan engellemek ister, insanı yanıltır ve kötü işlere sürükler. Bir zorlukla karşılaştığında insana her zaman için çıkarlarını düşündürür, özveriyi, merhameti çirkin ve zor gösterir.

Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. (Bakara Suresi, 168-169)

Şeytan, kıskançlığı ve büyüklenmesi nedeniyle Allah’a itaatsizlik ederek Hz. Adem’e secde etmemiş, kendinden aşağı gördüğü insanları Allah’ın yolundan saptırmaya and içmiştir. Kalplere sinsice kuruntular veren şeytan, insanları Allah’ın ve ahiretin varlığından kuşkuya düşürmeye çalışır, dünya hayatını insanlara süslü ve çekici gösterir. Gerçekte şeytan, vicdanın karşısındaki olumsuz güçlerin temsilcisidir.

Kişiye vicdanı her an doğruyu söylerken, şeytan hep yanlışı telkin eder. Ancak bunu sezdirmeden, sinsice yapar. Örneğin bir insanı, "sen zaten iyi bir insansın, Müslümansın, cennete gidersin” telkiniyle ibadet etmesine gerek olmadığına inandırmaya çalışır. Kişi, bunun şeytanın kasıtlı planı olduğunu anlamaz, kendi düşünceleri zanneder. Vicdanı insana her zaman gerçek dini yaşamasını söyler ancak şeytanın, nefsi aracılığıyla söyledikleri daha kolay geldiği için birçok kişi onun söylediklerine uyar.

Müminlerin zorluk ve sıkıntı durumlarında hemen vicdanlarına uymaları çok önem taşır. Çünkü önlerinde iki seçenek vardır; biri Allah’ın diğeri ise şeytanın ve onu izleyen taraftarlarının yoludur. Allah’ın yolu, vicdanlarına uyan samimi müminlerin yoludur. Diğerinde ise çıkarcılık, bencillik, ikiyüzlülük vardır; kısacası tüm kötü ahlâk özellikleri bu yoldadır.

Zorluk zamanlarında gösterilen sadakat üstün bir ahlâk özelliğidir. Musibetle karşılaşacak olurlarsa sadık ve güçlü olacaklarına dair yemin eden kimseler, zorluk anı geldiğinde yeminlerini unutur, kötü/çirkin davranışlar sergileyebilir, kin ve öfkeyle hareket edebilirler. Bir anda sabırsız, tevekkülsüz, isyankar davranabilirler. İşte bu zamanlar, nefsine ve vicdanına uyanların birbirlerinden ayrılacağı, kötü ahlâkın ortaya çıkacağı dönemlerdir.

Vicdanın, dünyada devam eden imtihandaki önemi burada karşımıza çıkar. Karşılaşılan her olayda hem vicdan hem de kötülüklerin kaynağı olan şeytanın sözcüsü nefis devrededir. Her ikisi de insanı kendi yoluna çağırır. Bu iki sesi ayırt ederek vicdanlarına uyanlar, Allah’ın hoşnutluğunu elde ederler.

Aslında bu hayatî seçim insan için hiç de zor değildir. Çünkü Rabb’i, insanı vicdanının sesine uymaktan haz alacağı şekilde yaratmıştır. Dine göre yaşamak, insan fıtratına en uygun olandır.

Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)

İnsanlar ahireti, sonsuz cennet ve cehennemi düşünmediklerinden, dünyada çeşitli mazeret ve yalanlarla vicdanlarını rahatlatmaya çalışabilirler. Ancak yaşayacakları rahatlık geçicidir, kaçtıkları gerçeklerle ‘o gün’ karşılaşacaklardır, kesinlikle karşılaşacaklardır.



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hangi ses? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hangi ses? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hangi Ses? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nilgün Akçay
Nilgün Akçay, @nilgunakcay
20.4.2010 13:13:49
Çünkü Rabb’i, insanı vicdanının sesine uymaktan haz alacağı şekilde yaratmıştır...

İŞTE TEK GERÇEK...Öyle ise yanlışların farkına varmak herkesin bilincinde; kurtulmayı, teslim olmayı Allah cümlemize nasip eylesin...El HALİM ( cezalandırmakda acele etmeyen) Rahmetim gazabımı geçti diyen bir Mevlanın kullarıyız...Öyle ise günahımız onun rahmetinden çok değil diyerek yönelelim, göreceğiz ki, tatmadığımız bir tat var onun sevgisin de...Hakkıyla sevmeyi ve sevilmeyi Mevla cümlemize nasip eylesin...

Sayfanız mı sisli benim mi gözlerim doldu...

Güzel duygulara sevk ettiniz, sayfanıza uğramak keyif ve huzur verdi...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL