5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
741
Okunma

Karardı bak hava.Gece ile gündüz arasını belli eden o ince çizgi iyice gerildi.İyice belli etti kendini.Ne aydınlık ne karanlık olmuş ne farkeder.Yine mahpusluk yine zincire bağımlı bir gönül.Yine nefes alamayan kaosa düşmüş şaşırmış bir çift zifiri karanlık, karanlıklarda mahpus hücresindeki yalnızlığa mahkum sancılı bir yürek tebessümü.Ne acı bir tebessüm.Görebilene ne dolu yalnızlık, bileklerinden sancımışlıkla yaşamıyor ne renkleri ne cenderesindeki tek bir satırı bile silemiyor.Silkelenmek istedikçe üzerinden dökülenler daha bir havalanıp iyice yapışıyor eline eteğine.Dökülmüyor irili ufaklı çakıl taşları.Savrulmuyor tüm savruluşlarındaki yedi veren renk senfonisi.Gönlüme asılıvermiş ,iki zincir kolkola girmiş başı mamur ,gözleri mahmur bakışlı bir ahu dilber tüm edası ve hışmıyla çıkışmakta hayata.Hüzün çöktü sol yanıma omuzlarımdan aşşağıya.Öyle sağlam bir hüzünki git yanımdan uzaklaş yamacımdan desemde bırakmadı yakamı.Ne bilem çıkmaz bir sokak gibi o yeri bile dönemediğini düşün.Her şey karanlık.Önünde her bir yörende dikenli teller çevrilmiş hayatına neye elini atsan kanıyor gözlerin .Gözlerinin karası akmış. Çizgiler oluşturmuş küçük ama derin akarsu yatakları.Uzayıp giden derin hasretler gibi.Derinleştikçe batıyorsun acılara gark olmuşcasına .Bitirip bütün derinliklerdeki her birşeyi tek bir okyanusta buluşmak gibi gecenin tenhalığında.Matem gibi yas tutan onca sevgilerde susuzluğunu gidermeye çalışan ama bir türlü suyun tutmadığı bir çöl misali.Her zaman her an her halikarda yalnızlığı giymiş omuzlarını darmadağın eden o belli belirsiz karartıları gelip illaki sürükleyecek.Yok yok yok olmuyor işte hayatın her evresinde yaşamak zor gibi ama direnmeler olmalı,boyun eğmemeler olmalı. Ağlayışlarımın hiç hükmü yok gizli gizli ağladığımı kimse duymuyor.Herkes gözünü kulağını tıkamış .Şeffaflaşmışım gibi sanki hayata.Sanki giydiğim her şey her renk aynı renkte ama masal anlatır gibi karıncaların yüklü kervanına.Ve bilirki şefler her notanın farklı bir anlatımı ,yaşanmış renklerin ise hep hüzünde akan demler olduğunu sol/lar ve mi/lere karışmış bir körebe gibi,arıyorum dört bir yana savurduğum ölümlü hücrelerimi[