6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
919
Okunma

’’ İŞGALCİ T.C KÜRDİSTAN’DAN DEFOL !’’
Ne diyorsunuz siz yahu ? Kimin ülkesinden kimi kovuyor sunuz ? O bölgede, Kürdistan diye bir devlet ne zaman vardı ? Ne zaman işgal ettik biz sizin ülkenizi ?
Bu ülkede Demirel hükümetlerinden itibaren Emperyalizmin maskesi düşmüş, soygun, sömürü düzeni suç üstü yakalanmıştı. Bütün kredileri hükümet yanlılarının kullandığı, hatta sanal ihracatın da onlar tarafından yapıldığı bizzat ortaya çıkmıştı.
Öncelikle üniversitelerde başlayan zulme ve sömürüye baş kaldırı hareketi, kısa sürede tüm yurda yayılmaya başlamış, tüm ezilenler, emekçiler, işçi ve köylüler örgütlenmeye başlamıştı.
İster Devrimci Sol hareket deyin, ister Emperyalizme karşı halkın birliği deyin, en azından bir birlik söz konusuydu. Tehlikenin farkına varan Emperyalizmin ABD’li babaları anında bir isim buldular bu harekete : Komunizm tehlikesi !
Emperyalizmin en büyük silâhı bölmektir. En kolay öyle baş edilir karşı güçlerle ve en kolay öyle yutulabilir insanlar. Ne de kolay bölebildiler bizi !
Önce halkın millî ve dinî duyguları kaşındı. Komunizm Türk’lük için de, İslâm için de en büyük tehlikeydi. Öyleyse ; ’’ Ey Milliyetçi Türkler, Ey müslümanlar ; saldırın Komunistlere !’’
Bu hareketin gerçekten bir Komunizm hareketi olduğuna inananlar gruplar halinde kopup, karşı cepheye katıldılar. Karşı cepheye katılmayanlar bile geri çekildiler. Çünkü, söylendiğine göre Komunizm çok kötüydü : Dinsizlik, ahlâksızlık ve Rus uşaklığı !
Yetmedi ; bir de Kürtler kışkırtıldı. Onların etnik asimilasyona uğratıldığı, halk olarak hor görüldüğü, bölge olarak dışlandıkları empoze edildi. Çıkarılan sanal olaylarla da bu durum pekiştirildi.
Sonunda bölündük işte ; var mı daha ötesi ? Yıllardır halk olarak bizler bir birimizi yerken Emperyalistler koltuklarında seyredip gülüyorlar bize. Halkların bir birine düşmanlığından kim ne kazanır ? Dökülen kanların hangi halka ne yararı var ?
Bölündük, parçalandık, yutulduk ve yutulmaya devam ediyoruz.
Şimdi kalkmış bölgenizin Türk devleti tarafından işgal edildiğini iddia edip kovmaya kalkıyorsunuz. Ne sanıyorsunuz kendinizi ? Böyle bir şeyi rüyanızda bile göremezsiniz !
Bakın ; Türk halkı sizinle kardeş olduğunun bilincinde. Bu topraklarda insanca yaşamaya hakkınız olduğuna kimsenin itirazı falan yok. Size yapılan her türlü haksızlığa, sizin kadar karşıdır bu halk. Devletin, emniyet güçlerinin ya da başkalarının size yaptığı her türlü yanlışlığın ve haksızlığın savunucusuyuz. Bunda kesinlikle samimiyiz.
Yanlışı yapan sizlersiniz. Hangi şehit olayında, hangi Türk , gidip de bir Kürt vatandaşa saldırdı ? Ne zaman halk size ait iş yeri ya da ev ve araçlara saldırdı ? Otobüslerinizi yakmaya çalıştık mı ?
Fakat sizler hepsini yaptınız ve yapmaya da devam ediyorsunuz. Tüm halkın kınadığı bir saldırı yüzünden, otobüsleri ve insanları yakmaya kalkışıyorsunuz. Araçları ateşe veriyorsunuz. Kime zarar verdiğinizin, kime saldırdığınızın farkında mısınız ?
Özellikle son yıllarda, eğer şiddete baş vurmadan haklarınızı aramaya çalışsanız, neredeyse bizden daha fazla haklar elde etmiş olacaktınız. Siz şiddette ve bölünme hevesinde ısrar ettikçe, bunun zararını hep birlikte gördük ve görmeye de devam edeceğiz. Bu işin sonunda kazanan taraf olmanızın en ufak bir ihtimali dahi olamaz.
Şiddetten ve bölünme hevesinden vaz geçtiğiniz ve Türk halkıyla birlikte olmaya karar verdiğiniz anda, kazanan taraflardan biri olacağınızdan şüpheniz olmasın.
Haksızlık, sömürü, dışlanma, baskı, zulüm ; ne varsa, birlikte mücadele ederek aşabiliriz hepsini ! Halkın uzattığı kardeş elini, geri çevirmeyin. Sonra çok arar ama bulamazsınız...
Fikret TEZAL