Ne güzel söylemiş her ikisi de. Farkında değilizdir nedense güzelliklerle bezeliyken yaşamın değerinin, bilemeyiz de. Sağlık elden gider, ya da ölüm gelir dayanır kapıya, şöyle bir bakarız yaşanılasılara, o sıradan, o önemsiz, değersiz gördüklerimizin dahi ne denli önemli olduklarını anlarız!

İş işten geçmiştir. Diyemeyiz artık o sağlıklıyken dememiz gerekeni, şöyle derin derin nefeslenip de hazla, üstadın deyişiyle: YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM! Sessiz, zor duyulur, pişmanlıkla bezeli, sadece: YAŞAMAK GÜZEL ŞEYMİŞ MEĞER BE KARDEŞİM deriz.

O an bize uğramaz, gelmez bize hastalıklar, yoksunluklar, ölüm uğramaz bize sanırız. Vur patlasın çal oynasın yaşarız!

Kimimiz de bu dünyasını unutup varsa yoksa başka dünya hazırlığındadır. Ama bilinçsiz, ama bilgisiz, çala çırpa, vura kıra, eze biçe bir gidiş ve de gideceği yeri cennet zannediş, dünyasını cehenneme çevirirken birilerinin!

Yaşamak güzel şey, ama tek başına değil, aveneyle değil sadece. Topyekûnsa şayet, her ağızdan çıkabiliyorsa gerine gerine ve doygun; güzel tabii ki kardeşim yaşamak.

Ve söylerken Hz. Muhammed: Hiç ölmeyecek gibi bu dünya diye, hiç ölmeyecekmiş gibi hesapsız yaşa demedi şüphesiz ki, hiç hesap sorulmayacak gibi, çal çırp, sat sav, yetim hakkı ye, yok yere kan dökülmesine göz yum. Millet 3 kuruşluk maaşla ayın çeyreğine ulaşamaz, hatta iş bile bulamazken sen servetine servet kat, çevreni nemalandır, emeklin kıvanırken açlık sınırında, utanmadan şimdiden kendi maaşını 10 katına çıkartmaya kalkış gönül rahatlığıyla, utanmaz arlanmazlıkla demedi. Altın torbala demedi. Elinde bir altın kalmışsa, bir kişi aç kalmışsa o gece gözüne uyku girmedi.

Yarın ölecek gibi derken de; ölüm her an çalabilir kapını, af dileyecek, doğruya eğinecek zaman bulamayabilirsin. Hesap vereceksin ve o hesaba her an hazırlıklı ol, başın dik git. Görevini yapmanın huzuruyla git. Ak olsun alnın, ellerin temiz, karalanmadan, bulanmadan çamura git dedi.

O adına yaptığını söylediğin pek çok yanlışla, çirkinlikle nasıl çıkacaksın Allahın karşısına dedi. Bana mal ettiğin, bana iftira ettiğin, din adına dediğin onca yanlışla yüzüme nasıl bakacaksın ve de umuyor musun ki bunca yanlışla cennette gireceksin? Aklını başına topla bir an önce demek istedi.

Hatta belki de: Şu insanlara bir gün bile, ağızlarını doldura doldura, duyumsaya duyumsaya, mutlulukla, hazla; YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM dedirtmedikçe cennete giremeyeceksin dedi!



Küpe:

Bir delinin akıllıya boyun eğdiği görülmemiştir.
Ancak tarih, delilere baş eğmiş akıllılarla doludur. (Cemil Sena)

Küçük insanlara büyük görevler verilirse,
bu adamlar, onları kendileri kadar küçük
ve kendilerini de onlar kadar büyük sanırlar. (Cemil Sena)