9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma

Yazmaya başlamadan önce bir ricam olacak: Azınlık ve çoğunluk dediğimiz iki gurup vardır, biliyorsunuz. Bu yazı, azınlıkların yazısı değil. Bu yüzden, “ azınlık “ gurubu üyelerinin itiraz etmeden, “ çoğunluğu “ düşünerek okumalarını rica ediyorum. Anlaştık mı?
Kızımız Ayşe:
Ayşe, liseyi bitirdikten sonra, üniversiteyi kazanamıyor. İkinci bir kere denemek de istemiyor. Sağa-sola bakınıyor, iş bulamıyor. Evde oturuyor. Ev kızı.
Sabah kalkıyor. Annesi, kahvaltıyı hazırlamış. Çayı demlemiş. Yumurtası, tam sevdiği gibi pişmiş, tabağında hazır bekliyor. Ayşe, televizyonu açıyor. Sevdiği sabah programını buluyor. Hem izleyip hem de kahvaltısını yapıyor. Kapı çalıyor. Annesi geliyor, pazardan.
Ayşe, masaya dönerken; annesi mutfağa giriyor. Yemek hazırlığına başlıyor. Ayşe, sofrayı topluyor. Bulaşıkları makineye yerleştiriyor. Odasına gidip yatağını düzeltiyor. Giyiniyor. Kirlilerini sepete atıyor. Bir gün önce ütülenmiş olanları, dolabına yerleştiriyor.
Salona gelip arkadaşını arıyor. Günü geçirmek için program yapıyorlar.
“ Anne, ben çıkıyorum. Geç kalmam. Bir şey lazım olursa ara, gelirken alırım. “ diyor ve çıkıyor.
Oğlumuz Ahmet :
Ahmet, üniversiteyi bitirdikten sonra hemen askere gidiyor. Dönüşünde, babasının hatırlı bir arkadaşı sayesinde işe giriyor.
Sabah erkenden iş başı yapıyor. Akşam, bazen mesaiye kalıyor. Ailesinin paraya ihtiyacı olmadığı için, kazandığını harcıyor.
Kızımız Ayşe ve oğlumuz, Ahmet tanışıyorlar. Âşık oluyorlar. Evleniyorlar.
Gelinimiz Ayşe:
Sabah erkenden kalkıyor. Kahvaltıyı hazırlıyor. Ahmet’i uyandırıyor. Ahmet, omlet istiyor. Hemen koşup istediği omleti yapıyor. O kahvaltısını yaparken, yatağı düzeltiyor. Ahmet, dişlerini fırçalarken masayı topluyor. Bulaşıkları hallediyor. Birlikte çıkıyorlar.
O gün mahallenin pazarı var. Ayşe, pazara gidiyor. Aldıklarını eve getiriyor. Yemek işine başlamadan, makineye çamaşırları koyuyor. Tekrar mutfağa dönüyor. Yemek pişirmeye başlıyor. Ocağın altını kapattıktan sonra çamaşırları asıyor. Elektrik süpürgesini çıkartıp temizliğe başlıyor.
İşlerini bitirdiğinde saatine bakıyor. Hemen örtüyü seriyor, masaya. Yemeklerin altını yakıyor. Sofrayı kuruyor. Kapı çalıyor. Ahmet geliyor. Yemekler ısınıncaya kadar televizyonu açıyor, Ahmet. Ayşe hem, gün boyu açmaya bile fırsat bulamadığı, televizyona bakıyor, hem de yemekleri getiriyor.
Yemekten sonra Ahmet, koltuğuna geçiyor. Ayşe kahvesini getiriyor. Sonra sofrayı topluyor. Mutfağı temizliyor.
Tam oturacakken; Ahmet manalı manalı bakıp “ Hadi yatalım “ diyor.
Damadımız: Ahmet:
Sabah erkenden iş başı yapıyor. Akşam, bazen mesaiye kalıyor. İhtiyaç olduğunda, eve para bırakıyor.
Ayşe ve Ahmet, ayrılmaya karar veriyorlar. Boşanıyorlar.
Ayşe:
Boşanma ilamını aldıktan sonra nüfus müdürlüğüne gidiyor. Ahmet’in kütüğünden düştüğüne dair belgeyi ve yeni nüfus cüzdanını alıyor. Bankaya gidiyor. Hesabında kayıtlı soyadını değiştiriyor. Kredi kartları için yeni başvuruda bulunuyor. Ehliyetini değiştiriyor. Pasaportunu yenilemek için evrakları hazırlıyor.
Değişen soyadı ve kütük kaydından dolayı oradan oraya koşturup duruyor.
Ahmet:
Sabah erkenden iş başı yapıyor. Akşam, bazen mesaiye kalıyor. Ailesinin paraya ihtiyacı olmadığı için, kazandığını harcıyor.
…/…
Anlatabildim mi?...
Eser Akpınar
İzmir
06.04.2010