7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
927
Okunma

İstiklâl Caddesi’nde arkadaşlarıyla yürüyor, gencecik bir üniversiteli kızımız. Durup duruken başına kocaman bir demir pencere düşüyor gökten.
Sokağında arkadaşlarıyla oynuyor küçücük bir yavrumuz. Belediyenin kazıp kapamadığı çukura düşüyor.
Bir başka çocuğumuz kimsenin ilgilenmediği kuduz bir köpek tarafından sokağın ortasında ısırılıyor.
Evlerinin önünden, sokaklarından, okullarından, parklardan kaçırılıyor kimi çocuklarımız.
Üç tane liseli kızımız birden okullarının önünde tramvay tarafından eziliyor.
Liseli bir kızımız, okuduğu okulun altmış yaşındaki müstahdemi tarafından tacize uğruyor. Ailesine anlatıyor ve şikâyetçi olunuyor sapıktan. Görevden uzaklaştırılmıyor sapık. Kız okula gidemiyor korkudan. İki ay sonra da canına kıyıyor gencecik fidanımız. Sapık halâ okulda, başka kurbanlar peşinde.
Okudukları lisenin müdürü tarafından tacize uğruyorlar liseli kızlarımız.
Devletin hastahanelerinde AİDS’ li kanlar veriliyor çocuklarımıza.
Okul yemekhanelerinde bayat yemekler, at-eşek etleri yediriliyor çocuklarımıza.
Dilendiriliyor, fuhuşa sevkediliyor, kapkaççılık yaptırılıyor, cinsel tacize, tecavüze uğruyor çocuklarımız.
Ellerine tutuşturulan üç beş kuruşlarla askere- polise taş attırılıyor çocuklara. Sonra da terörist damgası vurulup hapihanelere atılıyorlar.
Ve, devletin yatılı okuluna teslim edilmiş, ilk okul çağındaki Umut’umuz, okulun önünde açılıp kapanmamış foseptik çukuruna düşüyor. Olay duyulduğunda, ilk akla gelen o çukuru kapattırmak oluyor. Günlerce başka yerlerde aranan çocuk, en son çukuru kapayan kişinin itirafı sonrası oradan çıkartılıyor.
Şimdi Anayasamıza bir madde ekleniyor / muş ! Çocuklarımız cinsel tacizden, istismardan korunacak / mış !
Senesi geçti , bizzat Başbakanımızın ağzından ; ’ Çocuklar, on sekiz yaşına gelinceye kadar devletin koruması altında olacak, yani devletin çocuğu sayılacak !’ diye yaptığı açıklamanın.
Ne değişti verilen o sözlerden sonra ? Kanun boşluğu falan değil bizimkisi . Uygulamanın olmayışı, ciddiyetin olmayışı, sorumluluğun olmayışı !
Ne yerine konuluyor bu halk ? Ninnilerle, masallarla asırlarca uyutulabilecek, hiç büyümeyen ve büyümeyecek bir çocuk mu ?
Oysa çocuklarını koruyor başkaları. Çünkü biliyorlar, en değerli varlıklarının, geleceklerinin çocuklar olduğunu. İnsana da , çocuğa da değer veriyorlar. Çünkü herkes bizim gibi, kendilerini masal kahramanlarının yerlerine koymaya çalışanlar tarafından yönetilmiyor.
Başka halklar uyutulamıyor bizim gibi, yalanlarla, masallarla, nutuklarla !
Fikret TEZAL