6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2633
Okunma

OĞLUMA MEKTUP:
Karşımda duran bebeğe dakikalarca baktım.rengi sarı teni kuru ve cılız bir yapısı vardı.Sanki korunmaya muhtaç,sanki sarılmaya ihtiyacı var sanki ellerini uzatmış tut diyordu yada ben öyle hissettim.Ellerini tutmayı onu kucaklamayı sıkıca sarmayı nasıl istiyordum.bu küçük kundakdaki şirin şey benim mutluluk kaynağım olacaktı.Aklımdan geçen tek şey onu ölümsüz ce sevmekti…
Sahi analık neydi,bebek doğurmakmı?emzirmek süt vermekmi?yada doğrup ondan vazgeçmekmi .İşte bunu anlayamamıştım.Yaşadığım tam bir karmaşaydı,o bırakıyor ben ise almak için can atıyordum. O ağlıyordu verirken ,bende alırken ağlıyordum,peki ne içindi bu göz yaşları,kavuşmak içinmi ayrılık içinmiydi.Verebilirmiydin onu daha kokusuna doymadan,sarılıp sevmeden,büyüdüğünü okula gittiğini anne diye seslendiğini hatta ağlaması bile duymadan.Nasıl verilirdi bir başkasına bir varmış bir yokmuş masal gibi .Doğuranmı anaydı yoksa alıp bağrına basanmı..Tabı bu sorunun cevabı uzun yıllar sonra verilecekti ama bu kadar uzun olmadı 17 sinde tığ gibi bir delikanlı karşımda ve bütün sorulara cevap bekliyor.acaba anlayacakmı beni yada anlamak istemiyormu bilinmezdi….
En büyük sevgi karşılıksız olanı olsa gerek,seni tanıdığımda 13 günlüktün.Eve geldiğnde ise 15 günklük…Oğlum Ozanın ölüm yıl dönümünden bir yıl sonra eve geldin,adını Ozan koyduk,aynı gün gelmiştin,hatta biz senin gelgini kabul etmedik doğduğun gün dedik 3 ocak 1994 tarihine.Düşünsene biz seni doğdun kabul ettik zaten.Biz derken baban Recep ben ve ablan Özlem.şimdi sende bizdensin ve umarım hep biz olarak kalırsın.Seni sardık sarmaladık kucakladık,sevdik,seninle güldük seninle ağladık hayatımızın bir parçası oldun.Sen olmadan bir lokma geçmezdi boğazımdan.Ablan öz kızımdı sen evlatlık,ama sana daha hassastık kaşların çatılsın istemezdik.Aylar yılları kovaladı ve günler geldi geçti.sana olan sevgime önce allah sonra kulları şahit,isbata gerek yok .Ewet hayatımızda olumsuz zamanlarda oldu,ama öz evlatlarda çekiyor belki daha fazlasını çekiyorlar.Kimse kaderini kendisi yazmıyor oğlum ancak yazılanları yaşıyoruz.Ayrılık ta bir kader bu zamandan sonra suçlu aramak boşuna.Baban ve ben ayrıldık ama asla çocuklarımızdan vazgeçmedik.Babanda bende her zaman yanında olduk.Mutluluğun için elimizden geleni yaptık sanıyorum.Sana ne verdiysek almak istemedin,okumadın tamam herkes okuyacak diye bir kaide yok,ama çalışmıyorsunda,ergenlik diyoruz gençlik diyoruz ama bardak taştı oğlum.Yaşın onyedi ama hakaretlerin aşağılamaların,itaatsizliğin had safaya ulaştı.Neyin intikamını alıyorsun bir bilebilsem.Doğurmadığım için seni büyüttüm diyemi,canımdan çok sevdim diyemi,hasta olduğunda saatlerce başını bekledim diyemi,bana Ozanın annesi dedikleri içinmi neyin intikamı bu söyle.bu kadar asilik ne diye.artık senden emin değilim,korkuyorum günün birinde canıma zarar vereceksin diye…..ne acı değilmi bir anne evladından kendisini emin hissetmiyor ne yürek yakıcı.Kaç kadın vardır doğurmadan çocuk büyütür,kaç kadın vardır doğurduğu halde sokağa bırakır.Acaba bizimle birlikte olmasaydın hayatın nasıl olurdu,hiç düşündünmü?Neden kendini şanslı saymıyorsun neden mutlu değilsin.
Her şeye rağmen ben kendimi şanslı sayıyorum senin gibi tatlı bir oğlum olduğu için,sana bir şeyler verebildiğim için,annen olduğum için kendimi şanslı sayıyorum.Buda allahın bir sınavıdır inşallah başarı ile geçeriz bu sınavı,senin için dua ediyorum.Devlete millete hayırlı bir evlat olursun inşallah.Gününbirinde bu mektubumu okursan mutlaka cevap yazmanı isterim.
Yanlış nersinde bunun,nerde hata yaptık anlamıyorum.Allahım suçmu işledik bir masum bebeğe kucak açmakla…
SENİ SEVİYORUM ANNEN: DUDU BAYRAM 01/04/2010