4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
646
Okunma
Zaman aşımına uğrayınca unutulur mu yıllar ama anılar unutulmuyor
Mehmet imi davullu zurnalı gönderdim askere öyle bir eğlence ve tüm arkadaşları toplanmış tıki ne çok kalabalıktı evden ayrılışı
İki arkadaş gidiyorlardı şanslarına aynı yere düşmüşlerdi ayrılmayacaklardı
Karabük tü gidecekleri yer
Saymadım kaç araba vardı evin önünde hepsi aynı şarkıyı açmış sanki konser veriliyordu
Sokaklar dolaşıl dı şarkılı türkülü
Garajda ise ayrı şenlik vardı davullar zurnalar çalıyor oyun oynayanlar sanki düğün vardı
Çok rahatsız ol samda gitmeden edemedim ilk göz ağrım oğulcuğum askere gidiyordu
Garaj insan kaynıyordu davul zurna sesleri arasında zaman hızla akıp geçti vedaya gelmişti
Oturduğum sandalyede sarıldı anam duanı eksik etme sarıldım sımsıkı güle güle git oğlum diye
Kardeşleri babası hısım akraba hele kız kardeşine sarılması gel pandacığım demesi işte koptu kıyamet söz vermiştim ağlamaya cağım diye nerde gözyaşlarıma söz geçmiyordu
Herkes ağlıyordu hısım akraba kunu komşu arkadaşları zor bindiler otobüse havalara atıp tutuyorlar bizim asker en büyük asker sesleri arasında
Otobüs kalktı garajdan çıkıp yola koyulamadı yine durdurdular bir daha oynattılar
Bırakın bırakın gitsinler artık yoksa çok daha zor olacak ayrılık
Otobüs sallana sallana koyuldu yola ardından sallanan eller boş kalmıştı
Allah ım nasıl geçecek bu 15 ay dile kolaydı 15 ay
Giderken yemin törenine gelmeyin demişti sakın gelmeyin ama ilk hafta daha başladı ne zaman geleceksiniz diye
40 gün zor geçti gözümün yaşı dinmeden gelen gidenler arasında herkes Allah kavuştursun diye geliyordu biraz cık oyalanıyordum
Yemin töreninin günü belli olmuştu kara kıştı her yer kar o yıl çok kar yağmıştı aydına bile uğramıştı kar
İki aile düştük yollara ablacığım hayıflandı nasıl gideceksiniz bolu dağları uçurumlar la diye
Oysa ne uçurum gördük nede yollarda zorlandık kar doldurmuştu uçurumları bembeyaz cennette yol aldık anlatılmaz güzeldi çam ağaçları gelinler gibiydi hele bizim gibi kara hasret yaşayanlar için doyulmaz güzellikti
Sabah erken çıkınca yola akşam geç saatte vardık Karabük e
Her yer karla kaplıydı bir otele yerleştik sabah tören vardı
Çok kalabalık olmamakla beraber vardı yakından gelen aileler
Oğlumla karşılaşmamız ayrı sevinçti hiç unutamam elleri çatlamış kulacıkları bile çatlaktı sıcak bir yer yoktu ki oturacak hava soğuktu
Töreni zevkle izledik hepsinin ayrı ayrı yemin etmesi görülecek ti yalnız çocukları ayır etmek çok zordu kararmış yüzleri soğuktan çatlamış hepsi aynı renk olmuş yeminin ardından biz misafirlere yemek ikram ettiler azlık olduğu için büyükçe bir solonda toplandık yemek hane imiş ilk kez askeriye yemeği nasip oldu askerlerin hizmetinde oğlum yanımda olunca bir başka tadı vardı
Sonra yatak hanelerini gezdirdi içim acıdı oğlum kocaman koğuşun en sonunda yatıyordu ve camı da kırıktı kara kışın soğuğun içini dondurduğu koca koğuş
Kapının yanında bir soba vardı akşam yakılıyormuş sobanın ısısı koğuşun sonuna gidene kadar soba sönecek
O günden sonra sıcak yatak battı bana çocuğum soğukta yatıyor diye yatarken havlusunu ısıtıp başını sarıyormuş ne olacak dışarıdan gelen rüzgar hemen soğutacak
Ne çok göz yaşı dökmüşümdür
Oğullarımızı da alıp otele geldik önce oğulcuğumu banyoya soktuk güzelce yıkandı iliği kemiği ısındı sonra çamaşırlarını yıkadım sabaha kadar kalifer peteklerinde kuruttum uyumadan botları sırıl sıklam dı içine keçeler koymuş ıslak keçeler hiç kurumadan geçmiş günleri
Bir gün bile oğlumu görmek ilaç gibiydi ama ayrılmak çok zor gelmişti artık tek düşüncemiz vardı nereye gidecekti ler
Karabük ne kadar havası kirli ise iyi yerdi en azından terör yoktu ya doğuya düşerse
Terörün kaynağı çığların düştüğü günlerdi ve korktuğumuz başımıza geldi oğlum Siirt ve eruhtu gideceği yer evet gitti de bir yıl hiç izin yapmadan geçti ama nasıl anlatmak çok güç
AYŞE KARAN
MAZİDEN ANILA