3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1552
Okunma

Başlangıcından bugüne halkına bir türlü huzuru sağlayamayan Cumhuriyet rejimi ülkede oluşturduğu elit tabakanın mahkumu olmuş,Osmanlıda yıkılan saltanat kemalizm surları ardında tekrar inşa edilmiştir.Her türlü gayrımeşru tutumu Atatürk kalkanıyla savuşturmaya çalışanlar "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"ilkesini ne çabuk unutmuş,halkı ne kadar basit bir şekilde gözardı etmiş tahammül edilebilir değil.Şu an ülkede işleyen siyaset asla ve asla halk eksenli bir siyaset değildir.Muhalefetin ülkeye verdiği zarar karşısında PKK nın verdiği zarar nerdeyse daha azdır.Kanın durması için yapılan her çalışmanın yolu tıkanmakta her türlü barış ve açılım süreçleri sekteye uğratılmakta,kanunsuzluğa karşı verilen her mücadele bilinçli bir şekilde sulandırılmaya çalışılmakta.Ülkemiz ciddi bir koridordan geçiyor ve bu süreçte dışarıda ne kadar düşman varsa onun iki misli kadarı da içeride cirit atmakta malesef.Halkın hür iradesiyle seçilmiş bir iktidar karşısında kurumlar tarafından müthiş bir direniş,akıl almayacak büyüklükte bir savaş yaşanmakta ve gariptir halkın maaşını ödediği bu kurum yetkilileri kendisini bu ülkenin sahibi sanmaktadır.Bu ülkede halledilemeyecek bir kürt sorunu yoktur ama asla hallolmayacak elitist muhalefet sorunu vardır.Halkın hür iradesi şimdilerde gücü elinde bulunduran iktidar partisine sadece hükümetin yolunu açmamış ıstırap dolu bir sürecin kapılarını da aralamıştır.Devletin yargı kanadı asker kanadı ve muhalifler aslında AKP ile değil ülkenin gerçekleriyle savaşıyor,bu milletin faşist bir çizgide ilerlemiyor olmasına tahammülsüzlüğünden zıvanadan çıkıyor.Bu ülkede kürdü de türkü de birbirine kırdıran içerdeki elitist tabandır.Bu savaş malesef Atatürk döneminde başlamış ve hala da sürdürülmektedir.Şeyh Sait ayaklanmasının hala tarih kitaplarında ırkçı bir ayaklanma olduğunu yazan satılmış kalemler ülkeye PKK dan daha mı az zarar verdiler.Kardeş kavgasına çanak tutan bu zihniyet var oldukça,kandan beslenenlerin iştahları her şehit cenazesinde tekrar tekrar azıyorsa,barış için atılan her adımın takdiri vatan hainliği oluyorsa ortada ciddi bir kavram kargaşası yaşanıyor demektir.Zihinleri bulandırmak için kavram üretmeyi meslek edinenler,türkçemize inanılmaz kavramlar kazandıran bu zihniyete Türk Dil Kurumunun plaket vermesi gerekirken,hakkaniyet erdemini yitirmemiş gerçek mahkemelerin de bunlara hakettikleri ilgiyi göstermeleri gerekmektedir.Bu yangın topyekün söndürülmek istenmedikçe sönmez.Bu sadece iktidarla olacak iş değildir.Bu muhalefetiyle iktidarıyla,kurumlarıyla halkıyla topyekün bir katılımla muvaffakiyete ulaşabilecek ülkenin gerçek işidir.Bunun için önce kendi aramızdaki sorunları düzeltmeliyiz.Önce kardeşlik bilincini kendi aramızda sağlamlaştırmalıyız.Sevginin başaramayacağı hiç bir zor yoktur.(sürç-i lisan ettim ise affola)