12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
995
Okunma

Evimizi su basmış. Biz alt kattakiler boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışız. Çığlık çığlığa sesleniyoruz yukarı kattakilere. Duyuyorlar aslında, fakat duymazlıktan geliyorlar. Arada bir avutucu sözler, bazen de suları boşaltmamız için kovalar, kurunmamız için havlular atıyorlar bize. ( Şükür ki, o kadarını bari yapıyorlar !)
Bir kavgaya tutuşmuşlar. Fena halde tepiniyorlar üstümüzde. Onların tepinmesinden, evimizin başıımıza yıkılmasından mı korkalım, yoksa sel sularının boyumuzu aşıp, bizi boğmasından mı ?
Alooooooo! Biz boğuluyoruz !
’Şu aramızdaki meseleyi halledelim ; sizinle de ilgileniriz !’ diyorlar !
Alt katında yangın çıkan bir yerin, direk çatısına mı su sıkılmalı ? Her iki yere birden, diyebilirsiniz belki ama, sadece çatıya su sıkılırsa, alt kattakiler yanmaz mı ? Üst kattakiler daha mı önemli, ondan mı yapılmakta olan bu torpil ?
Alooooo ! Biz yanıyoruz !
Global bir krize maruz kalmış ülke. İhracat, büyüme, millî gelir , hepsi eksiye düşmüş, azalmış. İş yerleri birer birer kapanıyor. İşsizlik tarihî rekor kırmış. İnsanlar borçlarını ödeyemez, geçimlerini sağlayamaz, karınlarını doyuramaz olmuş. Bunalımlar, intiharlar, kötü yola düşenler çoğalmış. Hapishanelerde tutuklu ve mahkûmlar, üst üste yatmaya başlamış.
Ermenistan parlamentosu ve Anayasa mahkemesi ; Türkiye’nin on iki ilini de kapsayan bir haritayı onaylamış !
Kürtler ; en azından federatif özerklik verilmedikçe, savaşı bırakmayacaklarını ilân ediyorlar.
’Olaysız ’ denilen Newruz kutlamalarında ’ İŞGALCİ T.C. KÜRDİSTAN’DAN DEFOL !’ diye pankart açılıyor ! İmralı mahkûmunun , orada ölebileceğini ima ederek ; ’ ÖCALAN’SIZ DÜNYAYI BAŞINIZA YIKARIZ !’ deyip, ileride başımıza açılması muhtemel belâyı, şimdiden ilân ediyorlar !
Aloooooo ! Bölünmek isteniyoruz !
Maaşallah ! Sizler de pek umursamış görünüyorsunuz tüm bunları !
Tüm saydığımız sorunlara, vatandaş olarak sizlerden çözüm beklerken ; sizler birbirinize düşmüş, tepişip duruyorsunuz.
Aloooooo ! Bizi çiğniyorsunuz !
Darbe Anayasası’nın kalkmasını hepimiz isteriz. Yeni darbelerin yapılmasının önlenmesini isteriz. Darbecilerin yargılanmasını isteriz. Ülke yararına reformların yapılmasını, elbette isteriz.
Fakat, halkın geçimine çare bulunmadan, hiç biri hiç bir işe yaramaz bunların.
Halk önce sizden uzlaşı bekliyor. Sonra işsizliğe, geçim derdine çare bekliyor. Sonra ülkede barış ve güvenliğin sağlanması gerekiyor. Sonra da elbette ki yeni yasalar, reformlar, referandumlar, seçimler..Bunların hepsi ülkemizin ihtiyaçları .
Hiç bir inşaatın yapımı da tadilatı da en tepeden başlatılamaz.
Sonuçta ne mi olur ? En kötü senaryo hangisi mi ?
Irak örneği gözümüzün önünde değil mi ? Belki bizde bir iki değişiklik yapmaları gerekebilir. Irak’ın kuzeyinde olan, bizim Güneydoğu’muzda yapılır. Irak’taki mezhep çatışmalarının yerine bizde Lâik - Antilâik çatışmaları falan çıkabilir. Tabii bunlar en kötü senaryo. Gerçekleşmesi hiç de kolay değil. Fakat ABD, son yıllarda bu tür senaryoları birer birer sahneliyor Dünya’da.
Siz , Bizans’ın son günlerinde, üst kattakilerin, meleklerin cinsiyetini tartışmakta olduklarını duymuşmuydunuz ?
Fikret TEZAL