4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1441
Okunma

Geçmişten bu güne erkek milletinin övündüğü, kahvehane köşelerinden üniversite hocalarına varıncaya kadar toplumun her noktasına sirayet etmiş olan kazaklık özentisi, tedavisi zor bir toplumsal hastalığa dönüşmüş durumda değil mi sizce?.
Önünüze gelene kazaklık nedir diye sorsanız aşağı-yukarı aynı tarifi alırsınız, kelimeler farklı olsa bile.
Eşini döven de kazaktır söven de. Eşine rağmen bir işi yapamayan da, eşinden korkan da kazaklığından bahseder. Kazak olduğunu söylemek bir gurur abidesi, kılıbıklık ise utanç kaynağı olmuştur adeta.
Bir arkadaşına takılmak isteyen kazaklıkla sınar onu. Şakalar kazaklık kılıbıklık üzerine kuruludur.
Çocuklar da şahit olur bu sohbetlere ve kazak bir erkek adayı gibi yetişirler.
Eşine bir çiçek yaptırıp götürmek ayıptır! Seni seviyorum demesi ise çok çirkin!
Sanki sevmek ve sevilmek suç gibi algılanır kazaklar arasında. Oysa evlenmeden önce pervane olurlardı peşlerinde, değil sevmek, aşık olurlardı hem de deliler gibi!
Eve bir çiçek götür diye takıldığımız bizden yaşça büyük bir dostumuz; “ Hoca, eski köye yeni adet mi getiriyorsun! ” der sürekli bizlere.
Çevreden utanırlar, kendilerine yakıştıramazlar bir türlü.
Bir başkası da erkekleri üç gruba ayırır; 1-Evde kılıbık, dışarıda kazak, 2-evde ve dışarıda kılıbık ve 3-hem evde kazak hem de dışarıda kazak diye.
Sonradan da ilave eder, 3. gruptan fazla insan kalmadı, nesli tükenmek üzere, belediye koruma altına alacakmış onları diye….
Aslında gerçek kazak yoktur, insanlar kendilerini kazak sanırlar.
“ Kalbinde zerre miktarı sevgi olan kılıbıktır. Kazaklık ise ancak hayvani muamele ile mümkündür ” der Mevlana.
Kısaca aslında hepimizin kalbinde az ya da çok sevgi mutlaka vardır ama belli edemeyiz bir türlü. Bir açılabilsek problem kalmayacak. Ama erkeklik gururu ve çevre baskısı yok mu? İşte o daima engel olur bizlere.
Kadınlar, erkekler ve evlilik konusunda birçok filozof ve düşünürün güzel sözleri vardır.
Bunlardan bazıları kadınları, bazıları da erkekleri taşlar. Tabi bu evliliği yanlış algılayanlar içindir.
Örneğin Sokrat; “Kesinlikle evlen, karın iyi ise mutlu, kötü ise filazof olursun” der.
Z.Gabor; “Bekar bir erkek eksik bir erkektir, evli bir erkek ise bitmiş bir erkektir” der.
Gaston Paces ise; “Erkekler bir dönem evlerinin tam hakimidirler. O dönem doğdukları andan 3 yaşına gelinceye kadardır” diyerek aslında kazak erkeğin olmadığını söylemektedir.
Almuti
Devam edecek…. Gelecek konu; “Sevgi mi Aşk mı? -1 ”