7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
960
Okunma

Bu yazıdaki isyanım, bu günkü iktidar sahiplerine değil ; bu güne kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlara ve yetki sahiplerinedir !
Dün bir deprem oldu Elazığ’da. Evler, ahırlar yıkıldı. İnsanlar, hayvanlar can verdi. ’Kerpiç faciası !’ deyip, savunmasını yapıverdi yetkililer !
Suç insanlarımızdaymış. Evlerini toprak kerpiçlerden değil de sağlam betonlardan yapmaları gerekirmiş. Madem ki kerpiçten yapmışlar ; suç kendilerindeymiş !
Bu kadar basit mi ?
Devlet dediğin nedir beyler ? Niçin vardır devlet ? Bu insanlar cahil ve yoksul kalmışsa, tembelliklerinden mi, keyiflerinden mi ?
O bölgenin deprem bakımından ne kadar tehlikeli olduğunu, yetkililer bilmiyorlar mı ? Her fırsatta depremler olacağını ve bu insanların o derme çatma evlerin altında can vereceklerini, yetkililer bilmiyor mu, görmüyor mu ?
’Onlar da evlerini sağlam yapsalardı !’ demek, devletçiliğe sığar mı ?
O insanlar neden cahil kalmış, niçin yoksullar ? Tembelliklerinden mi, keyiflerinden mi ?
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa vb. büyük şehirlere verilen hizmetin ne kadarı verildi oralara ? Millî gelirden aldıkları pay oranı nedir ?
Oralara verilen elektrik, su, telefon gibi hizmetlerin karşılığında daha az mı ücret alınıyor ? Onların verdiği vergi daha mı az ? Onların yaptığı askerlik daha mı kısa ? Öyleyse neden oralara verilen hizmet yok denecek kadar az ?
İstanbul’a yapılan metronun, asfaltın, köprünün vergisini de onlardan almıyor musunuz ?
Söylenecek çok söz, edilecek çok haklı isyanlar var aslında.
Devlet tüm vatandaşlarına eşit davranmak, eşit hizmet vermekle yükümlüdür. Bir ilde çocuklara bilgisayar dağıtırken, diğer taraftaki çocukların okullarında tuvalet, öğretmen bile olmadığını düşünmeyen devlet, saygın değildir.
Bölgenin deprem bölgesi olduğunu, binaların çoğunun depreme dayanıklı olmadığını bilip de seyirci kalan devlet, devlet değildir !
Cahil ve yoksul bırakılan halkın tek sorumlusu devlettir !
Sağlam yapılamayan evlerin altında kalan canların, KAATİLİ DE DEVLETTİR !
BÜYÜK SUÇLAR !
Bankalar şirketler kurun
çekler kesin
senetler verin
krediler alın
rüşvetler verin
hileler yapın
kayırın kayrılın
çalın çırpın
vergi kaçırın
boğaz tokluğuna
sigortasız
sağlıksız
geceli gündüzlü
emekçiler çalıştırın
sıkıştığınızda
feryat edin devlete
muafiyetler
teşvikler
yeni yeni
tavizler isteyin
zengin olun beyler
özel okullarda
kollejlerde okuyun
okutun çocuklarınızı da
bu ülkede
suç değil hiç birisi
masum olmayın yeter ki
dürüst olmayın
yoksul ve cahil kalmayın
büyük suç onlardır
kerpiçten evleriniz olur
başınıza yıkılırlar
siz can verirken enkazlarda
ağlarken geride bıraktıklarınız
suçlanırsınız bir de
cehalet ve yoksullukla !
(Bu ülkeyi yönetmeye talip olup, devlet sorumluluğundan bihaber olanların, cehalet ve yoksulluktan kendilerini sorumlu tutmayan, halkı suçlayanlara yazıklar olsun !)
Fikret TEZAL