Mevsimlerden kış, dışarıda kar yağıyor. Karınca sıcacık yuvasında eşi ve cocukları ile oturmuş öğle yemeği yiyor. Tam bu sırada kapı çalıyor. karınca kalkıp kapıyı aralıyor ve bakıyorki kapıdaki ağustos böceği.
- Ne o acıktın değilmi lan? Yiyecek istemeye geldin,biz çalışırken sen saz çalıp türkü söylüyordun bak şimdi cezasını çekiyorsun işte demiş...
Ağustos böceği gayet rahat;
-Yooo yiyecek filan istemiyorum demiş...
karınca;
-O zaman üşüdün içeri girmek istiyorsun...
Ağustos böceği;
-Hayır üşümüyorum ve içeri girmekte istemiyorum...
Karınca;
-Peki ne istiyorsun lan o zaman ?
Ağustos böceği;
-Siz bütün yaz çalışırken ben saz çalıp türkü söyleye söyleye kendimi geliştirdim sonunda profesyonel sanatçı oldum. Artık konserler vermeye başladım şimdi de Fransa’ya konsere gidiyorum. Bir komşu olarak oralardan bir isteğin varmı yokmu diye onu sormaya geldim...demiş..
Karınca kapıyı iyice açıp dışarı bakmış birde ne görsün...Ağustos böceği çok şık bembeyaz kürkler içinde hiçte üşür bir hali yok ve yolda birde limuzin şöförü ile bekliyor...gerçekten doğru söylüyor ..ve ağustos böceğine diyorki;
-Sen şimdi Fransa’ya gidince Paris’ede gidersin değilmi?
-Evet gideceğim orada da konserim var.
-O zaman senden tek bir şey istiyorum, Parise gittiğinde orada Lafonten diye biri var onu bul ve o ş.......’e benden selam söyle..Yıllarca bizi kandırmış.....:)))