Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
e.mustafa kaya
e.mustafa kaya

ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR

Yorum

ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

780

Okunma

ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR

çalıkuşu’m

...posta kutumdaki onca zarflar içinde seni görünce alelacele nasıl açtığımı bilemiyorum mektubunu aldığım gün yorgun ve harap bedenimi sürükleye sürükleye kendimi eve zor attığım bir akşamdı o andaki heyecan ve sevincimle yorgunluklarım bir anda yokoldu sanki kısa yazmışsın olsun senden uzun zamandır bir haber alamadığım gibi benim de başımı kaşıyacak vaktimin olmadığı günlerin beni nasıl tükettiğini anlatamam havaların dengesiz ve normal gitmeyişinden mi nedir ruhsal reflekslerimi beğenmiyor hiçbir şeyden mutlu olamıyorum bir yandan çalışma hayatımın verdiği gerilim bir taraftan yolunda gitmeyen mevsim şartları mesela kar hiç yağmadı biliyor musun çalıkuşu şöyle doyasıya yağdığını günlerce yerde kaldığına şahit olamadık işte böyle bir gel gitler arasında günlerim geçiyordu bu hafta sonu istanbul’u yeniden keşfeder gibi dolaşmaya çıktım ve ne zaman şehre çıksam daha önce yapmadığım bir plan dahi olsa ayaklarım beni Süleymaniye cami’sine doğru sürükler yine öyle oldu çalıkuşu ikindi ezanları okunuyordu cemaatle namaz kılmanın muhteşem huzurunu yaşadım yine yepyeni bir insan olarak kendimi bulduğumu hissediyordum sadece ve yalnız Allah’a kul olma bilinci ile yenilenmiş yeni doğmuş bir şahsiyet olarak camiden çıkıyordum bu her zaman böyle oluyor bana ve o kadar ihtiyaç duyuyorum ki sık sık bunu yaşamayı isterdim aklıma bir yazarın "..daha yüksek manevî makamlara ulaşmak için çabalayan müslümanın özlemini yansıtan hüznün, Hıristiyan kültürünün cehennemî karanlık ve umutsuzluğuna benzer bir tarafı yoktur!" sözleri geldi Müslüman asla umutsuzluk ve hüzün yaşayacak insan değildir Allah’a teslim olduğunu kendini emanet ettiğini söyleyen insan nasıl olur da ümidini kaybeder dünyasını hüzünle örer oysa batı dünyası ve Hıristiyan toplumlar umutsuzluk ve suçluluk duygusu ile düşünce ve sanatlarını örerler çünkü onlar çarmıha gerilmiş bir tanrının gölgesinde huzursuz ve ıstıraplı bir duygunun esaretinde bir kasvet karanlık ve gölge az ışık, ama çok gölge daima gölge hep gölge karanlık ve kasvettir hem kiliseleri mimari olarak böyle hem de tarih boyunca insana bakan yüzleri düşüncesiyle ve sanatıyla işte böyle çalıkuşu dünyanın iki ayrı biçimde bu kavranışı dünyanın gerçeklerini görme açısından önemli bu duygu ve heyecan fırtınası altında bir müddet daha kaldım süleymaniye’de uzaktan haliç ve boğazı seyre koyuldum ne güzel bir mevkii burası ve atalarımız ne güzel tespit etmiş konumlandırmış doğumu ve hayatı kavramanın en güzel noktalarından biri Süleymaniye cami’sinden istanbul’a seslenmek yerli yabancı herkesin aynı düşünceleri itiraf edeceklerine inanıyorum mesela aslında hayatı boyunca islam’ı ve Müslümanlığı aşağılamaktan geri durmayan ve her gittiği yerde bunu yapmaktan vazgeçmeyen Fransız pozitivist Ernest Renan’ın bile saklayamadığı istemeyerek te olsa ağzından çıkan şu sözler bile İslam mimarilerinin özellikle camilerin insana yaşattığı kalplerini huzura kavuşturduğu noktasında bir gerçeğin ifadesidir "…hiçbir zaman bir Cami’ye güçlü bir coşku hissetmeksizin, hatta itiraf edeyim, müslüman olmadığıma hayıflanmaksızın girmiş değilim ..!"..görüldüğü gibi çalıkuşu dün ve bugün içinde yaşadığımız kültür ve inanç atmosferi hem fiziksel olarak hem manevi planda insanlığa sevgi huzur barış adalet sunmaktadır ama şimdi böyle mi ? şu dikilen kulelere çelik ve metal yığını binalara bakar mısın ? gökdelenlerin hayvanî heybetinden ve kibrinden başka bir şey görünmüyor bu toprakların ruhuna yabancı ne varsa maalesef hızla inşa ediliyor canım İstanbul’un omuzunu örten o güzelim mavi şalın üzerinde görünen o kirli yapılaşmayı her gün seyrettikçe düşünüyorum da çalıkuşu bizim binalarımız ,kendi medeniyet iman ve inanç mimarî tevazûun ışığını kaybettiği gün haysiyetini kaybetti böylece olan da oldu günümüz kentleşme ve modernleşme süreci insanı ve toplumu hangi yabancılaşmalara sürüklediği görülmektedir neyse çalıkuşu aslında farklı konular yazacaktım ancak ne oldu bilmiyorum kendimi alamadım istanbul’a nazır salacakta bir kıraathanede oturmuş yorgunluk çayı içerken bu satırları karalıyorum birazdan kalkacağım dışarıda fena bir yağmur beni bekliyor yine bin perişan ıpıslak eve döneceğim demektir bu …selam ve dua ile …01.03.2009

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çalıkuşu'na mektuplar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çalıkuşu'na mektuplar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇALIKUŞU'NA MEKTUPLAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL