Ey Dost!
Bana sorular yöneltiyorsun ama hiç bir zaman cevaplarımı duymaya çalışmıyorsun.
Söyler misin?
Doğru nedir?
Tek midir?
Bu noktada en son sözü söyleyecek olan kimdir?


Her şeyin sırrı çözülebilirimi?
Çözülebilmiş olan herhangi bir sır ve çözebilmiş olan herhangi bir kimse var mı?

Çözdüklerimizi zan ettiklerimizin arkasında çözüm bekleyen yüzlercesi ile mi yüzleşmişiz.
Gördüklerimize alışır;
Alıştıklarımız anlamış olduğumuzu zen ederiz!!
Acaba alışmak ile anlamak aynı şey midir?

Ben sen değil;
acaba hiç bir kimse alışmaktan öte herhangi bir şeyi anlamış ve gerçek manada sırrını çözmüş mü?
Çözebilir mi?
ALIŞMAYI ANLAMIŞLIK YANILGISININ DIŞINDA.

Misal herkes düşünür.
Herkes düşünmeye alışmıştır.
Amma düşüncenin ne olduğu ve insanın nasıl düşündüğü hakkında bir fikri olan var mı?
Beyni olduğu halde hafıza ve hayalden mahrum mahlûkların neden düşünemediğini;
İnsana çok önemli bir konum kazandırmasına rağmen bütün sıkıntılarının kaynağının düşünce yeteneği olduğunu düşünen var mı?

Yine her kes görür ve konuşur.
Görmenin ne olduğu ve nasıl gerçekleştiği,
Konuşmanın ne ve nasıl oluştuğu hakkında inandırıcı ve ikna edici bir şey söyleyebilecek kimse var mı?
Sakın ne olduğu hakkında gerçek bir bilgimiz olmadığı halde bunca farklı seslerin boğazımızdaki ses telleri dediğimiz şeylerin sesin gerçek sebebi olduğunu;
Görmenin gerçek aktörü, ruh dünyamızın kâinata açılan bir penceresi olan karanlık kutu içindeki siyah bir sıvıdan müteşekkil olduğunu söylemeyin.

Bu mükemmel filler için o fiillerden daha mükemmel ve o fili gerçekleştirmeye kadir bir fail bulunmalı değilmi?

Soruyorsun;
Doğru nedir?
Gerçekten doğrunun ne olduğu ve kime göre doğru olduğu tartışma kabul etmeyecek kadar aşikâr bir sorudur.

Hele doğrunun tek olup olmadığının sorulup sorgulanması ise çok manidar bir konudur.

Dünyada düşünenler adedince doğrular olduğunu sanıyorum.

Ta ki!
Düşünenin,
Düşüncesinin noksan,
Hatalı veya yanlış olduğunu anlayıncaya kadar.

Bunlar hepsi lokal, bireysel konular.
Amma bazı doğrular var ki.
Doğruluğunu herkese tasdik ettirir.

Bazı sorular var ki kendisini her akıl sahibine sordurur.
Şimdi ben herkesi ilgilendiren ÜÇ soruyu gündeme taşıyor ve soruyorum.
Sorularıma , makul, ikna edici insan ruhuna umut verici, tutarlı cevap bekliyorum.

Nereden Geliyoruz?
Burada neciyiz?
Ve nereye gidiyoruz?

Sanıyorum HİÇ İSTİSNASI YOK HERKES BU ÜÇ SORUNUN muhatabı olup, müspet makul ve mukni cevap bulmak zorundadır.

Sevgilerimle.

Necdet EREM.

Müsbet = Olumlu.
Makul = Kabul edilebilir.
Mukni = İkna edici.
Manidar = Manalı
Kadir = Gücü ve kudreti yeten.