3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4654
Okunma

Artık yaşadığım olaylar karşında nekadar ayakta kalabiliyorum bunu görmem gerekiyor...Eskiden derdim !Ben hiç bir şeyden korkmuyorum !Kimse beni yıkamaz...!İnsan kendi kendine ne kadar yalancı olabilirki ?İnanın bunun sınırı yok...Kendimize söylediğimiz yalanların hesabını tutmak imkansız...Ben mutluyum , ben aşığım .. Aslında korkağın biriyim!
Peki...Farzedelimki ben çok mutluyum o zaman gece çökünce kafamı yastığa gömüp kimse duymasın diye katılarak ağlıyorum...
Bu hayatta bağıra bağıra ağlamak bile benim için bir lütufsa güzelce yaşayıp gitmek için beni ayakta tutacak birine ihtiyacım varsa ve nedenini bilmediğim bu saçma sapan düşüncelere bağımlı yaşıyorsam bir yerlerde büyük bir yanlış yaptığımın kanıtı var demektir...Karşınızdaki kişiye hiç sormak istediklerinizi soramadığınız anlar oldu mu?benim oldu...
Soruları peşpeşe sıralamak hatta boğazına yapışıp bana cevap ver demek geçiyor içimden!Ama susuyorum...
Sessiz yığınların içinde ince bir çizgi gibi yüreğim...Hayatında ara renkleri barındıran insanlara o kadar özeniyorum ki...Bence hayat sadece siyah ve beyaz...Neden bu kadar katıyım diye soruyorum kendime..Her akşam eve gittiğimde kendi davamın hem maktul’ü hem sanığı oluyorum.Hem ölenin hem öldürenin yerine geçip hangisine daha yakın olduğumu merak ediyor ve mahkemenin neticesini öğrenemeden başka bir tarihe atıyorum davayı...Kızgınlığım,öfkem kimseye değil aslında kendime!
Neden diyorum neden?sadece ölmek ve yaşamak mı asıl olan...Hemde çok fazla insanın toprağın üstünde ölü gibi yaşadıklarını görmüşken...
İnsan kendine bu kadar yüklenir mi?Her başarısızlığı yüzünden kendi mahsenine kendini kilitler mi?
Bir zaman sonra mahsende yaşamayada gün yüzüne çıkmayada alışıyor insan...Nedenleri,niçinleri sorgulamadan yine bir serüvene atıyor kendini..Aslında oda biliyor yine acı çekecek ve yine yeniden herşey başa dönecek..Ama nafile..Bin kerede aynı acıyı çeksen bin kere daha buna katlanmak için atarsın kendini uçurumun kenarından...Hayalinde ölmek değil uçurumun kenarındayken kanatlanıp uçmak vardır..O yüzden düşünmez bir saniye sonrasını...
Bende artık düşüncelerime kendimi bırakıp orada yaşamak istiyorum..
Gerçeklere dönmeden hiç bir şeyle yüzleşmek zorunda olmadan hayal aleminde yaşayamaz mıyım?
Nefes alırken içimde olan zehirin kendisini dışarıya atmak istediğini hissediyorum...Sanki kanım vücudumda dolaşırken acı veriyor bana..Dışarıya bıraksa kendini simsiyah çıkacağına o kadar eminim ki..Acı olan bunun bir tedavisi yok...Beynimdeki düşünceleri değiştirmeye yarayan bir ilaç bulamadım henüz..Vücudum pelte gibi..Sokağa bırakıyorum kendimi...Kendi köşemden dünyayı dünyanın içindeki ülkeleri ve onların içindeki şehirleri en sonunda tek tek insanları izliyorum...
Tüm bunları düşündüğümde yaşadıklarımız bizim için dünyadan bile büyük öyle değil mi?Aslında daha büyük dertleri,tasaları,hüzünleri olan kişiler varken belkide benim yaşadıklarım çok hafif bir zelzeleden ibarettir...
O yüzden acıya alışmak ve onunla yaşamayı öğrenmek istiyorum.belkide onunla büyümek... kimbilir...