11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1138
Okunma
Final 13. Bölüm
Yarın bende giderim.
O gece çok boş geçti, kızlarla beraber Mustafa’nın da neşesi gitmişti, eşyalarını topladı.
Sabah köylülerle vedalaşıp ayrıldı bu güzel ve güzellikler yaşadığı köyden.
İstanbul’ a giden uçağa binip geldi.
Eve geldiğinde annesi babası Mustafa’yı görünce çok sevindiler.
_ Çok uzun oldu oğul, dedi babası. Nasılsın iyi misin?
_ Evet çok iyiyim, sizler nasılsınız?
Uzunca konuştular, oraları anlattı Mustafa. Güzel yerler gezmek için ama kışın yaşam çok zor oralarda diye uzunca anlattı. Sonra, odama çıkıp dinleneyim dedi.
İlk işi Ayla’nın verdiği numarayı aramak oldu, çalıyor ama açılmıyordu. Birkaç kez aradı ama ulaşamadı ‘’Yoksa yanlış numara mı verdi?’’ diye düşündü.
Sonra yine ararım diyerek derslere daldı, günler geçiyordu.
Mustafa’nın imtihan günü geldi, yaşadığı stres yüzünden Ayla’yı arayamadı. Arkadaşları ile buluşup geziyorlardı. Böylece aradan bir ay geçmişti, ara sıra telefon etse de Ayla’ya ulaşamamıştı. Canı sıkılsa da yapacak başka bir şey yoktu.
Bir ara gitmeyi düşündü, fırsat olmadı. İmtihan sonrası netice bekliyordu. Arkadaşlar, akrabalar hiç yalnız bırakmamıştı. Böyle günler geçiyordu.
Bir sabah postacı bir mektup getirdi.
Annesi almış, oğlum sana mektup var, deyince şaşırdı.
Artık kimse mektup yazmıyordu, alıp baktı.
Ayladandı.
İçini bir sevinç sardı hemen açıp okumaya başladı.
Annesi şaşkın bakıyordu oğluna.
MEKTUP
Sevgili Mustafa;
Sana yazmakta epey tereddüt ettim ama yazmayı kendime bir vazife bildim, bazı şeyleri açıklamak zorundaydım .
O gün ani ayrılışımıza bir mana veremedin. İyi ki ayrılmışız, Leyla uçakta fenalaştı. İzmir’ e iner inmez Ambulansla hastahaneye kaldırdık. Yapılan müdahale ile biraz kendine geldi ama hastahaneden ancak onun tabutunu çıkarabildik. Evet kardeşimi kaybettim, o çok sevdiğim canımı yitirdim.
Mustafa, bunları biliyordum sana baştan anlatayım.
Kardeşim çalışıyor demiştim ya, işe yeni girmişti. Melun hastalık meğer epeydir onda varmış biz bilememişiz. Biraz rahatsızlandı doktora götürdük işte o zaman yapılan tahliller sonucu kan kanseri olduğunu öğrendik ama Leyla’ ya ‘’ Biraz üşütmüşsün, dinlen yenersin.’’ Dedik. Oysa doktor, hastalığın son safhası, ömrü iki ay demişti. Bırakın iki ayı doyasıya yaşasın diye tembih etmişti doktor. Seninle tanıştığımız zaman bu iki aydan da azdı. Bilmem beni anlayabiliyor musun? Onun ne kadar mutlu olmasını istediğimi sana söyleyemezdim, kimsenin bilmesini istemiyordu. Bir kaç kez sordu ‘’Mustafa ya söyledin mi?’’ diye, onun için sana söyleyemedim. Güzelimi kendisi gibi ince bir servi ağacının altına gömdük, etrafına çiçekler diktik, şimdi orada huzurla yatıyordur. Son anına kadar seni sayıkladı’’ Abla Mustafa’ ya bir daha teşekkür et, onun bize yaşattığı bu güzellikleri düşünerek öleceğim.’’ diyordu ve öyle de oldu. Sana tekrar tekrar teşekkür ediyorum. İzmir’ den cenaze ile döndükten sonra ben günlerce kendime gelemedim, çok kötü olmuştum. Canımın bir yarısı Leyla ile gömüldü, artık buralarda duramam. Babam bu acıya dayanamadı burayı terk etti, bende rehberi aradım. Onunla gidiyorum, diyar diyar gezip bu acıyı unutmaya çalışacağım. Seni bir daha ya görür ya göremem ama seni ben de sevdim. Biz yaz aşıkları bir daha yaza buluşur muyuz bilmiyorum, ben her yaz oraya gideceğim. Geçen bu güzel günleri anmak için, hoşça kal yaz aşkım.
Diye bitiyordu mektup.
Mustafa ne olduğunu anlamadan ağlamaya başladı.
Annesi şaşırmıştı,’’ Oğlum neler oluyor, mektup kimden, kötü bir haber mi var?’’ diye çırpınıyor Mustafa’yı sakinleştirmeye çalışıyordu. Zavallı kadın oğlunu hiç böyle görmemişti.
Mustafa bir müddet ağladı sonra kendini toparladı. Sana demiştim iki kardeşle tanıştım diye. Küçüğü ölmüş anne, ölmüş…
‘’Aman tanrım!’’ dedi annesi.
_ Niye, nasıl?
_ Hastaydı, meğer son günleriymiş, bana söylemedi. İzmir’ e iner inmez hastahaneye kaldırmışlar ama hastahaneden ölüsü çıkmış. Nasıl güzeldi anne anlatamam.
Aklına resimler kasetler geldi.
_ Bak sana göstereyim.
Gidip kasetleri, resimleri aldı.
_ Bak anne bu güzelliğe bak. Nasıl kara toprak olur bu? Hem ağlıyor hem seyrediyordu. Uzun uzun baktılar.
_ Yavrum yapacak bir şey yokmuş ALLAH rahmet eylesin.
O gün Mustafa devamlı kasetleri izledi, yıkılmıştı.
Ayla’ ya ulaşmak istese de ulaşamayacaktı. Seneye diyordu, seneye yine gideceğim yaz aşkım, seneye. Mustafa’nın dudaklarından döküldü bende seneye geleceğim senin için yaz aşkım, senin için gideceğim.
SON
YAZ AŞKIM
Elveda diyemem sana yaz aşkım
Elveda diyemem
Belki yine karşılaşırız
Beklenmedik bir anda
Buluruz birbirimizi
Baharda çiçekler açarken kırlar da
Kuşlar şarkı söylerken güllere
Kelebekler oynaşırken arılarla
Belki karşılaşırız yaz aşkım
Gür akan dere kenarında
Elma bahçelerinde
Kiraz ağaçlarının altında
Unutulmayan sevgimizle
Buluşuruz yaz akşamlarında
İğde ağaçlarının kokusuyla
Yaseminler açarken
Hanım ellerinde duyarım kokunu
Unutamam seni yaz aşkım unutam
yolumu gösterir yıldızlar
Saman yolu kutup ayı
Mehtaba sorarım seni geldimi diye
Söyler bana seni
Bense ne çok sevdiğimi anlatırım onlara
Yaz aşkım unutamam seni
AYŞE KARAN