9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1107
Okunma
YASA TANIMAZLAR
“ Şişman kadın güzeldir. Zayıf kadın güzeldir. Balıketinde kadın güzeldir. Kemikleri fırlamış, süpürge çöpü kadın güzeldir. Dev anası kadında güzeldir.
Hırçın, densiz, aşifte, sinirli, Kasımpaşalı eli maşalı dedikleri takunyalı veya dore iskarpinli, eli belinde veya beli korsada kadın yoktur. Kadın kadındır ve dünyada ne kadar kadın varsa hepsi güzeldir, hepsi şirindir, hepsi iyi kalplidir, hepsi afiftir, hepsi şık ve zariftir, hepsi hassas ve merhametlidir, hepsi mükemmel ana ve zevcedir, hepsi dünya güzelidir, hepsi peri padişahının biricik kızıdır ve nihayet hepsi kadındır.’’ ( Aka GÜNDÜZ) 1886-1958
O zaman boşu boşuna mı aşk acısı çeker insanlar bütün erkeklerde yukarda ki vasıflara haiz midir? Erkekler hakkında yukarıdaki gibi cümleler yazan bir yazara rastladınız mı? Kadınlar, ırkçılar gibi feminist olabilirken erkeklerin aynı dayanışmayı göstere bildiğine şahit oldunuz mu? Aşırı şekilde kadın hayranlığı olanları sömürüye hazırlamak mıdır? Resmen yağdanlık olmanın ne gibi haklı gerekçeleri olabilir?
‘ Kedi, azı şapırdayanın, kadın kesesi şakırdayanın azına bakar ve dizine çıkar’ der, Refik Halit Karay.
O’da kadınlar hakkında kafa yoran ve güzel düşünen insanlardandır. Devam eder birtakım nasihatlerine:
‘Hanımlara şu nasihati vermek isterim: çamaşırlarınızdan yatağınıza ve sohbetinizden işyerinize kadar her halinizle tabii, sade, ameli olunuz. Erkekleri hizmetçi kızlar peşinden koşturan muammanın sırrı şudur: Hizmetçi dediğimiz mahlûk hayvan-ı natıkın en fazla dişiye benzeyeni en tabisidir.
Kadın ve kız bahsinde bir söylem: ham muzun dışından manzarası olduğundan güzeldir. Lakin hele bunu bir kere soy, hangisinin daha ballı olduğunu anlarsın. Ham doğrudan doğruya dişe dokunur, olgun damağa yayılır.
At, at oluncaya kadar sahibi mat olur, derler. Bazı kocalarda karısı kadın oluncaya kadar iki kat olur.
Güzel kadınlar gazı konmamış veya vidası sıkıştırılmamış süslü lüks lambaları gibidir ne kadar kurcalasan beklediğin ışığı veremez.
Bazı şirin yüzlerde haleb çıbanı bana letafet fabrikasının alameti farikası, güzellik enstitüsünün etiketi gibi görünüyor. Bazı sevimsiz çehreler üstünde ise, tabiat tarafından sanki şu işareti konmuş: (iptal edilmiştir)
Refik Halit Karay’da kabul ediyor kadınların farklı olduğunu. Sevileni ve sevilmeyecek tipte olanlarının bulunduğunu. Her iki yazarın yazılarına rağmen H.Karay’ın kadınları daha fazla sevdiği ve düşündüğünü hatta arzuladığını hissediyorum. Birtakım şeyler nasıl söylendiği gibi olamıyorsa bazı yazılarda yazıldığı gibi değildir çoğu zaman gerçekler dile gelemeyebilir.
Evet; kadını yaratan Allah erkeği de yarattı. Kadın güzelse erkek güçlüdür. Allah bazı eşitsizlikler de bırakarak dünyada imtihan sahasını hazırladı.
Sülüğü yaratan Allah
Bal arısını eşek arısını
Karşıdaki doktorun karısını
Bizim müdürü
İti çakalı kurdu
Leş kargasını bülbülü
Dürdane kızı
Dürdane kızın memelerini
Sonrada beni
Allah Allah
( Suat Taşer )
Dürdane kız da, memeleri de güzel olabilir ama ihanete meyilli kadın güzel olur mu? Yalancı kadın güzel olur mu? İkiyüzlü, birkaç ruhlu kadın güzel midir? Cahil kadın güzel midir? Kendi güzel olabilir ama vasıf güzel değildir. Kalpsiz, ruhsuz kadın güzel olabilir mi? Kadınlardan yana bir kuyruk acısı olmayan var mı? Erkeklerden daha karmaşıktırlar.
Kaşın şifre
Gözün şifre
Gülmen konuşman şifre
Yaradan şifre yaratmış
Seni çözmek için
Şifre müdürü olmalı
En çok ayılar bilir ( affedersiniz )
Şaka değil
KUYRUK ACISINI
Fakat insanlar
Kuyruksuz insanlar
Onlar da bilir.
( Orhan Murat Arıburnu )
Sadece kuyruk acısını mı? Çirkinin ve yalanın da kuyruklusunu biliriz ve bünyemize yakıştırmak için çabalarız. Her eksiğimiz eğitimsizlik yüzünden değildir. Hormonal dengesizlikler, genler ve zekâ dereceleri de farklılıklarda etkilidir. Nasıl her şey arasında kalite farkı varsa, kadınlar arasında da bu fark vardır. Et güzel, bal tatlı olabilir ama turşu iştah açar. Yani her bir kadın erkeğe farklı şeyler verebilir. Gülelim mi biraz?
Kadınlar ne verebilirmiş bakalım: Gürbüz bir delikanlı eczaneye girer. Etrafına bakınır. İçerde üç tane kadın ezacıdan başka kimseler yoktur. Utanır, kaçmak ister. Fakat bayan ezacılardan biri yolunu keser:
- Ne istediniz efendim?
- Ezacı beyle görüşmek istiyorum.
- Burada ezacı bey yoktur. Eczanenin sahibi biziz. Her istediğiniz çekinmeden bize söyleyebilirsiniz.
Adam zor durumda kalmıştır. Çaresiz söylemeğe karar verir. Kızararak:
- Efendim, der, bana bir hal oldu. Kadınlar beni çok tahrik ediyor. İştahım bir türlü kesilmiyor. Üç kadın, beş kadın vız geliyor bana.
- Pekiyi ne istiyorsunuz?
- Bunun için acaba bana ne verebilirsiniz?
- Bir dakika izin verin de arkadaşlarımla konuşayım.
Üç kadın, baş başa vererek bir süre fiskos ettiler, sonra aynı kadın gülerek cevap verdi:
- Ayda sekiz bin Frank verebiliriz. Boğazınız da bizden.
Allah, Allah… Allah, Allah… Desenize karımdan bir hayli alacağım var. Yağcılık yok. Beni eczacı tatmin edemez. Bana doktor gerek doktor. Nede olsa do9ktor daha uygun verir ne verecekse. Yollarımız herkesle bir ya da birkaç noktada kesişebilir ama asla o noktada kalamayız.
“ Mutluluk da mutsuzluk da yatağımızdan geçer. Güzel olan kadınlar değil, onları güzel gören gözlerdir.”
Engin Tatlıtürk
“ Arzuluyken her söz fazladır, zaten konuşmak arzuyu bitirir, arzuyu dile getirmek için kelime yoktur, gündelik kelimeler ancak arzuyu kötüye kullanmaya, gizlemeye, yatıştırmaya ya da yok etmeye yarar.
Aşk toplumsal bir ilişki değildir. Söylenemez. Aşk sessizce ya da çığlıkla, bedenlerin yalnızlığı içinde ifade edilir, asla yasa tanımazlar.”
Camile Lavrens
( Erkekler Arasında )
Ölüm, ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var.
N. Fazıl.
Kim aldatmış bu kadar insanı
Ki kimsecikler aldırmıyor ölüme
Ölüm, ey göklerden büyük,
Sığdıramıyorum gönlüme,
Nasıl, yaşamayı bırakmak nasıl,
Bir memleket mi bu, bir elbisemi ki?
Ben nasıl yok olurum anlayamıyorum.
Dünya yok olabilir belki.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
“ Bir şeyi çok sevmek, İnsanı o şeye karşı kör ve sağır yapar”
HZ Muhammed (SAS)
Kadınlarımıza karşı da kör ve sağır olduğumuzu fark edebiliyor muyuz?
“ Evlilikte kaçamak yapanlar, çok şeylerini kaybederler, en başta eşini, çocuklarını, kendine saygısını, saygınlığını, belki işini ve kariyerini, hatta hayatlarını…Birkaç dakikalık bir zevk için her şeyi riske atmışlardır.”
Doç. Dr. Sefa Saygılı
İnsanların inanmaya ihtiyacı olduğu için yalanlara bile inanır.
“ Aile fertleri birbirlerinden neler beklediklerini bilmeli; aralarında sevgi, saygı, dostluk, kibarlık, nezaket ve sadakat, iyimserlik esas olmalı.”
Sefa Saygılı