Ölü Toprağı mı Serpildi Üzerinize Ulen!

Saçlarımızı değirmende ağartmadık , acıyı da tattık, sevinci de yaşadık…

Benzine gelen zamlardan herkes etkileniyor az çok…
Belediye otobüsüne binmiştim girişe yakın oturdum, binenleri izliyorum. Bir hanım bindi ve kartı cihaza okuttu. Kırmızı ışık ve sesli ikaz. Kart geçersiz, bitmiş. Şaşkın ve çaresiz söyleniyor ;
-Ne çabuk bitti. Bir yanlışlık olmalı.
Şoför küstah bir şekilde uyarıyor;
-Yılbaşından sonra ikinci binişte de para kesiliyor.
Sonra 18 yaşından küçük bir kız çocuğu öğrenci kartını kullanıyor;
-Pasonu göster
Diyor bizim şoför. (Emir böyle)
Kız paso gösteriyor ve kartı okutuyor.
Kırmızı ışık ve uyarı kat geçersiz, bitmiş!
Kız mahcup etrafına bakıyor.
Ben dayanamadım ve dedim ki;
-Kızım geç otur seni bu yüzden bu otobüsten indirmeye kimsenin gücü yetmez.
Şoför yüzüme bakıyor; bu da kim, ne karışıyor? Gibilerinden.

Aklıma amcamın eski hatıraları geliverdi.

Amcam oturaklı adamdır, o yıllarda orta okulu bitirmek bile değerliyken. O Lise terk…
Çiftçilik yapar köyde.
Bir keresinde otobüste bakıyor adamın biri kadını taciz ediyor, kadın uzaklaştıkça herif yanaşıyor. Diğer yolcular herkes kendi derdinde. İnmek için normalde düğmeye basılır, ve durak harici de durmaz otobüs. Amcam şoföre öyle bir bağırıyor ki “durdur arabayı acil inecek var” diye. Adamcağız durmak zorunda kalıyor ve kapıyı açıyor. Amcam kadını taciz eden erkeği kolundan çekip kapıya yaklaştırıyor, kıçına da bir tekme atıyor. Adam yere yuvarlanıyor. Sonra şoföre sesleniyor .
Devam et, inecek kişi indi.
Herkes şaşkın…

Şimdi sözü nereye getireceğim; dinden imandan bahsederken mangalda köz bırakmayanlar, seni beni dindar olmadığımız sanısıyla kategorize ederken. Toplumu görmüyorlar bile. Neden mi, onlar suyun başındalar.

Son tahlilde toplumsal duyarlılık herkeste olmalı. “Benim tuzum kuru bana ne” diyenler, bize hadis öğretmesin. (Komşusu açken,tok yatan bizden değildir.)

Sözün değeri kısalığında gizlidir.

Saygılar.
Ahmet Bektaş