15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
9309
Okunma

SİLAH
1980 yılı kasım ayı içindeydi. Kaldığım lojmanın kapısı gürültüyle çalındı. Kapıyı açtığımda bahçede bir askeri araç kapıda da rütbeli bir asker gördüm.
Adımı soyadımı sorduktan ve beni tanıdıktan sonra tok ve duygusuz bir sesle:
-Hocam hakkınızda şikayet var. Bir Belçika ondörtlü tabancan var.
Onu almaya geldim. Merak etme sahipsiz yazacağım arazide bulunmuş gibi.
-İyi de komutanım benim ne ruhsatlı ne ruhsatsız hiçbir silahım yok
Dedim. Uzun konuşmalar sonunda komutan gerçekten silahımın olmadığına kanaat getirdi.
Sanırım köylülerden muhtardan benimle ilgili gerekli bilgileri almıştı daha önce; ki inandı.
Aksi halde inandırmam olası değildi. Konuşmalarının içinde epey bilgi sahibi olduğunu
sezdiriyordu:
-Peki hocam inanıyorum. Gerçekten silahın yok. Seni tanırım daha
yeni gözaltından bırakıldığını da biliyorum. Silahın yok ama bana Belçika ondörtlü dokuz
mm çapında bir tabanca getirmezsen bu şikayet eden bir üstüme şikayet ederse ki edecektir,
seni alırlar bir sürü işkence göreceksin ve bir silah icad da edersen bulup getireceksin….Sana bir hafta süre veriyorum.Ara bul satın al akrabalardan al ama bu söylenen özelliklerde tabanca bul getir…Bende o şikayet eden kişiye işte silahı aldım derim kurtulursun….
Benimle tokalaşarak gitti. O gittikten sonra düşündüm komutan gerçekten haklı. Oniki eylül sabahı gözaltına alındım. Bilinen sorgulardan geçirildim. Gözlerim bağlı anadan doğma soyularak –pardon ayağımda çoraplarım kalmıştı- köyden ,komşu köylerden , ilçeden, ilden, komşu illerden yüzlerce isim soruldu bana. Tanıyıp tanımadığım ne iş yaptıkları gibi sorular. Tanıdıklarımı tanıdığımı ve işlerini söyledim… Her isim için sonradan hesapladım
seksen bir cop ile ödüllendirildim. O zaman öldürülen popüler isimlerden kimi isterlerse ben öldürdüm diye imza vereceğimi söyledim.Sorgudan sonra dört gün baygın kalmıştım. Beşinci gün tekrar sorguya alındım. Ben büyük bir korku ve dehşetle:
-Kimi isterseniz ben öldürdüm diye imzalarım dedim.
-Haydi ordan lan sen bir tavuk bile kesemezsin.-Doğru şimdiye kadar bir tavuk bile kesmiş değilim- dedi sorgucum. Daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
-Kusura bakma hocam bazen kurunun yanında yaş da yanıyor. Dedi.
Gerilmiş olan sinirlerim boşaldı. Hüngür hüngür ağlama tuttu beni. Bunca işkenceyi boş yere
çekmişim, hangi mantıkla yapılır bunlar anlamak mümkün değil…..
Köylülük ahlakı öyle bir şey ki anlamak mümkün değil. Görmezsin
Selam vermeden geçersin, en büyük kötülü düşünebilir senin için, yada oyunda yenersin
Eline fırsat geçince kuyunu kazar. Veya birgün bilmeden yada bilerek bir çıkarına zarar vermişsindir akla gelebilecek en büyük kötülüğü yapar sana….
Bugün bile sırtımda o işkenceden izler hala görünüyor. Orada beni gören arkadaşlarım hala beni gördüklerinde o zamandan şimdiye kadar beleşten yaşadığımı söylerler. O baygın olduğum günler koğuş arkadaşlarım kaç kez öldüğümü sanmışlar da kalbimin hala attığını dinleyince askerleri çağırmaktan vazgeçmişler….
Beş gün tanıdığım herkesten silah bulunabilecek herkesten tabanca aradım. En nihayetinde beni seven bir kirvem bir arkadaşından bulabileceğini söyledi. Bu beş gün boyunca tuttuğum aracın parası ve tabancaya verdiğim para on aylık maaşımdan daha fazlaydı. Tabancayı aldım bir bez torba dikerek içine koydum muhtarı yanıma alarak muhtarın arabasıyla karakola gittim. Komutan karakolda yoktu ,ilçeye gittiğini söyledi yerine bakan komutan. Kendimi tanıttım ve komutanın istediği tabancayı teslim etmeye geldiğimi söyledim:
-Ben bunu alamam yetkim yok. Götürün yarın komutanım gelince
getirirsiniz dedi.
-Komutan bey ortalık asker kaynıyor buradan çıkınca bir arama olur
da yakalanırsam ne olacak dedim.
-Beni ilgilendirmez. Ben alamam. Dedi…
-Bari komutanın gelince benim geldiğimi silahı getirdiğimi söyle
kendisi mümkünse gelip alsın benim silahla bu yollarda gezinmem akıl alacak bir durum değil dedim.
Ertesi gün kapım yine çalındı açtım baktım komutan kapıda. Getirip
Silahı torbanın içinde kendisine verdim. Giderken her bir iki dakikada bir pat diye bir kurşun sıkarak gitti. Gözden yitinceye kadar silah sesi geliyordu….