5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1543
Okunma

Yağmulu bir ilk bahar günüydü.Her zamanki gibi yüreğinde hüznü yanlız başına yağmurun sesine karışmış hıçkırıkları yürüyordu,nereye gittiğini bilmeden.Yağmurda yürümeyi severdi çünkü yağmur gizlerdi göz yaşlarını kimseye göstermezdi...
Evet yüreği hep hüzünlüydü ama etrafındakiler onu böyle bilmezdi.Çünkü yüzünde gülen bir maske ve ödünç alınmış mutluluk mimikleri vardı...
Kimseyi kırmak incitmek üzmek istemezdi,hele kendi dertleriyle dertlenmelerini hiç istemezdi...
Aslında çok da dertli bir hayatı yoktu,başkaları gibi binbir türlü iş gelmemişti başına ama hüzün doluydu işte yüreği gözleride hep nemli...
Nedense hayata hep buğulu camdan bakardı en ufak birşeye hemen üzülür uykularını terkederdi.Hele birisi ona derdini anlatsın ve elinden birşey gelmesin tamamdı bir hafta ne uyku ne yemek hepsi haram olurdu sanki...
O gün başına hiç beklemediği bir olay gelmişti.iftiranın soğuk buz kesen nefesi yüreğinde kocaman bir delik açmıştı.Ha bire kendini sorguluyordu acaba suç kendindemiydi,belkide arkadaşlarına kendini iyi anlatamamıştı.Tabi ya öyle olmalıydı arkadaşlarının hepside çok iyi insanlardı tek suçlu kendi olmalıydı...
Böyle kendisiyle kavga ede ede yürüyordu yağmurun altında.Sırılsıklam olduğunun da farkında değildi...
Devamı gelecek...