Adam boylu boyunca yatağına uzanmış, gözleri tavanda bir noktaya bakıyordu, örümcek ağları asırlık pardı aralıklarını mekân edinip, uzun zamandır yalnızlığın kol gezdiği her haliyle belliydi.

Dört odanın ortasında aralık denen yerde, dede mirası asmalar açık olan kapıdan hastanın kalkıp bir salkım üzümü almasını bekliyor! hayat belirtileri alabildiğince solmuş, sesi çıkmıyor… Nefesi hırıltısına karışmış olmalı ki, odanın sessizliğini bozuyordu.
Günlerdir komşuların getirdiği un çorbasını ağzına zoraki veriyorlar, ölse de kurtulsak diyenleri bile duyduğu halde tepkisiz kalıyor… Zaman geçtikçe gelen eski dostlar azalıp, bazı öğünler hasretle yudumlamak istediği suya elleri uzanamıyordu…
Son komşu, Ahmet dede, damı yuvarken düşmüş, erkenden salası verilmişti ki, sıranın kendisine geldiğini bilircesine Allahın kelamını dudaklarıyla mırıldanmak istediyse de, sadece yüreğiyle tasdik ediyordu…

Kapı aralığında usulcana evin sadık kedisi girdi… çok sevdiği Remzi dedeye bir şeyler anlatmak istercesine bakıyor, Mustafa dede, kollarının takatsizliğinden dolayı onu sevemiyordu. Zaten tüm yanı eşi Razıya hanımın vurduğu tahra’dan sonra felç olmuş, Razıya hanımda gençlik aşkıyla başka bir köye kaçmıştı, artık yıllardır özlediği aşkına kavuşma ateşiyle, kırk yıllık eşini bir çırpıda silivermişti…

Üç gün geçmişti ki, evin kedisi Ayaz… Usulcana kedi deliğinden girdi içeri, garip sesler çıkararak remzi dedenin dışarı çıkmış ayak potinlerinin yanına dört bebek doğurdu ve onları remzi dedeye göstermek istediğini, sevmesini gerektiğini evin köşelerini dolaşıp mırıldanıyor, arada bir remzi dedenin gözlerinin içine bakıyordu.

O gün kar yağmıştı, ayaz evin çevresinde dolaşıp duruyor, acı… acı inliyordu. Dört çeker jeep evin önünde durdu, içinden Razıya hanım tüm asaletinin verdiği gururla indi..eski aşkı erken bitmişti, ,ayaz kedi birden hırçınlaşmış, evin bir kat üzerinden bir aslan edasıyla, kapı önüne gelen razıya hanımın gözlerine tırnaklarını çakmıştı.

Acı çığlığa gelen köylüler razıya kadının gözlerine eski zaman ilacı sürüp, remzi dedenin yatağına yatırdılar..ayaz kedi bebelerini teker… teker okulun kömürlüğüne götürdü..remzi dedeyi köylüler usule uygun soğuk bir günde mezarlığa gömdüler.

Artık remzi dedenin yatağında Razıya hanım duyar kör yatıyordu ..