Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
e.mustafa kaya
e.mustafa kaya

AKÇAY

Yorum

AKÇAY

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

502

Okunma

AKÇAY

AKÇAY

,,edremite 8 km....60 - 70 km uzayan kaz dağların çevrelediği bir şirin küçük belde akçay..istanbul’un tuzla ilçesine benzettim hemen..yaylaların ve renklerin yemyeşil renklerin içinde serpilişi ve insanlara hizmet eden huzur ve moral dünyasını yenileyen farklı gözleri sayesinde buralarda olduğunuza memnun oluyorsunuz....kaz dağlarına çıktıkca suların çokluğu gölcüklerin fazlalığı ve oksijenin şifa edici özelliklerini yaşıyorsunuz..zirve noktalarına ulaşmayı başardıysanız edremit körfezinin şahaser görüntüsü ve mavinin iç huzur açıcılığı karşısından ayrılmak istemiyorsunuz...denizden yüksekliği 1774 metre karataş zirvesini 1767 metre ile babadağ takip ediyor..efsanesi kaz dağlarını dolaşan sarı kız tepesi 1726 metre ile sizi hayran bırakıyor....sadece yaylatepe ve türkmen yaylalarını görme fırsatım oldu ..demek gezmek ve görmek bu denli muhteşem oluyormuş..oysa yıllardır gezemedim ve bu kadar ileri gitmemiştim..son üç günümün akçay ’ da geçiyor olmasından valla şimdi üzülüyorum en az bir hafta kalmalıydım...neyse yazıyı çabuk bitirip çevreyi doyasıya dolaşmaya çıkayım..küçük bir yer olmasına rağmen genişlemeye müsait ve yazlık inşaatlara bakılırsa kısa zamanda buralar şehir olacak neredeyse..zeytin ve zeytinyağı bolluğu yanında alış-verişlerin çok ucuz olduğunu köylülülerin sepet sepet pazara dağ kokularını hormonsuz ürünleri taşıdığını görebilirsiniz..ne kadar özlemişim köylülerin el emeği sıcak dürüst mütevazi mahcup sıkılgan ikramlarını almayı..sahiller çok kalabalık her şehirden ve her bölgeden insanların buralara gelmiş hatta yerleşmiş olduklarını gördüm tanıştığım bitlisli matematik mezunu genç öğretmen adayı bayan kardeşleriyle son derece gösterişsiz ve sade haliyle akçay ’ın sahil çevre güzelliğinden su ve havasının dünyada eşsiz olduğunu söylemesi akçay’ın bu dayanılmaz avantajlarını kafama not ediyordum..ahh dönmek istemiyoruuummmmmm...istemiyorum ya dönmek istanbul’a yine trafik...yine kuru bir sıcaklık..dolmuş otobüs durakları stresli insanlar kavga gerilimleri tedhiş-terör-cinayet-kapkaçcı dehşetleri..offff gece kadar karanlık entrika ve üzüntülerin ortamı kent-şehir-metropol çılgınlıkları...meğer dağ havaları ve sahil güzellikleri parklar-soğuk tatlı sular akşamların kalabalığı ve yeni yüzlerin sürprizleri...hepsi hepsi bir tatil sürecinin en unutulmaz heyecanları olmalı..ilk kez bu kadar uzun bir tatil yapmayı düşündüğümden olsa gerek bu yaz tatili güzel anılarla geçtiğini söyliyebilirim...kemaliye ’ yi unuttuğumu sanmayın rüyalarıma giriyor sarp-çıplak etkileyici dağları ve derin kalyonu..ve dağ geyikleri...neyse dağ turum başlıyor şimdilik hoşcakalın..tekrar yazacağım...ayrılmayın buradan tamam mı... (..her yaz tatili akçay bende etkili izler bırakarak uğurlar ..)



mustafa kaya
12.08.2006 / akçay

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Akçay Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Akçay yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AKÇAY yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
7.2.2010 20:19:08
ah kaz dağları ah o güzel sahil nasılda güzel görünür tepeden

canım memleketim dünyada cennetsin de senin kıymetini değerini hiç bilmiyoruz
akçay olsu edremit olsun kuş adası olsun sahil dendimi ayrı güzeldir
saygılarımla
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
8.1.2010 23:41:13
10 puan verdi
Ah siz bir de, büyüdüğüm yıllarda tanıyacaktınız, Akçay'ı. O zaman hiç ayrılamazdınız. Buz gibi sular akardı, çeşmelerinden. İçinde, el tutma yarışı yapardık, öylesine soğuktu. Denizin ortasından, tatlı su çıkardı. Yüzerken susadığınızda, kıyıya çıkmanıza gerek olmazdı. Yanaşırdınız, akan buz gibi tatlı suya, kana kana içer, yüzmeye devam ederdiniz.

Buzdolabı yoktu, evlerimizde. Bahçelerimizde, havuzlarımız vardı. Bütün meyveler, naylon torbalarla, suyun içine sarkıtılırdı. Havuzun yanlarında, metal kapaklar olurdu. İçi metal raflı dolaplar. Yemekler de oraya konurdu.

Festivalimiz olurdu. Rengarenk kıyafetleriyle, Türkmenler inerdi, Kazdağlarından. Dağda, yangın kulelerinin etrafında, köyleri vardı. Pırıl pırıl yüzlü, insanları. Al yanaklı, çocukları.

Edremit ve Akçay, birleşmemişti o zamanlar. Herkes birbirini tanırdı.

Şimdi, ne " Selam " alacak var. Ne de verecek.

Özlem uyandırdı yazınız. Hüzün ve teşekkürlerimlerimle. Saygılar.



© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL