Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Eser Akpınar
Eser Akpınar

KAR'LA GELİP, YAĞMUR'LA GİDEN

Yorum

KAR'LA GELİP, YAĞMUR'LA GİDEN

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1423

Okunma

KAR'LA GELİP, YAĞMUR'LA GİDEN

KAR'LA GELİP, YAĞMUR'LA GİDEN

Kapıyı hızla çarpıp, deli gibi dışarı attı kendini. Ne bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun, farkındaydı. Ne de yağmura karışan, göz yaşlarının. Bir tek şey istiyordu; uzaklaşmak.

Dakikalardan beri, aklında tek bir kelime yankılanıyordu, durmaksızın “ Neden?”.

Yürüdü, yürüdü...Nereye gittiğini bilmeden. Sonunda, gücü tükendi bacaklarının. Gördüğü ilk banka çöktü, boş bir çuval gibi. Elleri cebinde, amaçsızca bakmaya başladı, karşı kıyıdan görünen evlerin, soluk görüntülerine.

.../...

Gece, alıştığı gibi iniyordu, şehrin üstüne. Evlerin ve sokakların ışıkları, birer birer yanmaya başlamıştı. Günün, en çok, bu saatini seviyordu. İçkisini koyup, sigarasını yaktı. Camın önündeki yumuşak mindere oturdu. Loş salonu saran caz müziğinin yumuşak nağmelerini dinlerken, karşı kıyıdan görünen, ışıkları seyretmeye başladı. Gözlerini dolaştırdı ve aynı ışığı yakalayınca, gülümsedi. “ O’nun ışığı “ diye geçirdi içinden.

.../...

İzmir, tarihi bir gün yaşıyordu. Kar yağıyordu. Bütün şehir, çocuk olmuş, incecik yağan karın altında, bir o yana, bir bu yana koşturup duruyorlardı. O da kalabalığa uymuş, evinin önündeki dar sokakta, kaymadan, yürümeye çalışıyordu. Koşarak gelen çocuğu gördüğünde, artık çok geçti. Hızla çarpan çocuktan kaçamadı ve yavaş çekim bir filmi izler gibi, düşmeye başladı. İçinden “ Düşüyorum “ diye geçirirken, kollarının altından, sertçe, kavradığını hissetti, iki elin. Kurtulmuştu. Ellerin sahibine doğru dönerken, hoş bir parfüm kokusu doldu genzine, temiz, sabun kokusu gibi. Sonra, soğuktan kızarmış kırmızı bir burun ve gülen bir çift göz.

Teşekkür faslından sonra, sıcak bir çay içmeye karar verdiler. Köşede ki küçük pastahaneye oturdular. İsmini bile bilmediği, kurtarıcısı çayları söylerken; “ Ben ne yapıyorum? “ diye sordu, kendine. Hiç tanımadığı bir adamın, teklifini kabul etmişti. O sırada adam döndü ve “ Özür dilerim, daha ismimi bile söylemedim size.” dedi. Ardından isimlerini söylediler karşılıklı ve bir anda koyu bir sohbetin içinde buldular, kendilerini.

Ankara’da yaşıyordu. İş için gelmişti, İzmir’e. Birkaç gün sonra dönecekti. Mühendisti. O da kendisini anlattı. Karşılıklı sorularla, kahkahalarla, saatlerin nasıl geçtiğini, anlamadılar. Her ikisinin de kalkma zamanı geldiğinde, telefon numaralarını ve e-mail adreslerini verdiler, birbirlerine. El sıkışıp, ayrıldılar.

Önce, mailler gidip gelmeye başladı, karşılıklı. Sonra, msn de sohbet etmeye başladılar. “ Günaydın, müsaitsen arayabilir miyim? “ mesajı geldi, bir sabah, cep telefonuna. Derken, günde iki, üç, beş, sayısız konuşmaları başladı. Ve bir akşam, sofrayı kurarken, titredi telefonu. “ Seni seviyorum. “ “ Ben de. “

Sonrası, çorap söküğü gibi geldi. Kaçınılmaz olan, yaşanmaya başladı. Tüm engellere, rağmen. Tüm imkansızlıklara, rağmen. Ve tüm yanlışlara, rağmen.

Hayatının, öyle bir dönemine denk gelmişti ki, bu sevgi. İstese bile, kaçması imkansızdı. Kendini, en değersiz, en yok hissettiği zamanlardı. Tutunmaya çalıştıkça, ellerinin arasından, kayıp gidiyordu, hayat. Ne yana dönse, bir başka duvar çıkıyordu, karşısına. Değerleri, mesuliyetleri ve kendisi arasında, sıkışıp kalmıştı. “ Ölüyorum “ diye düşünüyordu.

Can suyu gibiydi. Yeniden hayata döndüğünü, hissediyordu. Gözleri ışıldamaya, dudakları gülmeye başlamıştı. Yeniden, şarkılar mırıldanır olmuştu. Tutunacak dalını, bulmuştu.

Sonra, bir mucize gerçekleşti. “ İyi bir iş teklifi aldım. İzmir’e geliyorum.“ Dünyalar onun olmuştu. Geliyordu. Her şeyi bırakıp, o’na geliyordu.

Geldi. Mucize olan gelişi, sona giden yolun, başlangıcı oldu. “ Ben bıraktım, sen de bırak “ diyordu. Her, “ Yapamam “ dediğinde, daha uzun ayrılıklar yaşıyorlardı. Günlerce, sessiz kalıyordu, telefonları. Hepsinin üstüne, işten de çıkartılmıştı. Boşluk, iyice sarmıştı, yaşamını erkeğin. Gecelerin üstüne, gündüzler eklenmişti. Ne yapacağını bilmediği, uzun saatler. “ Ne yapıyorsun? “ diye sormuştu, bir keresinde. “ İnternet cafe ye gidiyorum. Zaman öldürüyorum.” demişti. Önce, memnun olmuştu, zaman geçirecek bir şeyleri olduğu için. Sonra, iş araması gereken saatleri de orada geçirdiğini öğrenmişti, bir lafın arasında. Bir tedirginlik çökmüştü, içine. Gittikçe uzaklaşıyorlardı, birbirlerinden. Tanışmalarından bu yana geçen üç yılın sonunda, en büyük kavgalarını yaptılar. Ve “ Hoşça kal “ dediler, karşılıklı. Pek çok kez dedikleri ve sonrasında büyük bir özlemle sarıldıkları gibi.

Günler geçti. O derin ve koyu sessizlik içinde, ilk defa, düşünmeye başladı. Ters giden ve o an dikkatini çekmeyen, her şey, tarih sırasına göre, dizildiler, önüne. Sorular sormaya başladı, kendisine. “ İş teklifi almasaydı. O işten kazancı, daha yüksek olmasaydı, gelir miydi?” “ Gelmezdi. Benim için değildi, gelişi.” Sayısız sorudan sonra, düğümü çözen, son soruyu da sormuştu.

İçinde, tarifi imkansız bir boşluk hissetti. Sanki, bir şey, bağlı olduğu yerden kopmuş, yuvarlanarak düşüyordu. Kendisini sevmişti. Bu doğruydu. Ama söylediği kadar derin değildi, sevgisi. Vazgeçilmez, değildi. Sevmişti ama, listesinde bir numarası, o değildi. “ Üç sene “ dedi içinden. “ Koskocaman, üç sene. Yalan bir insanla, yalan bir sevgi.”

.../...

Cebinde, soğuktan buz tutmuş ellerinin arasında, hala sıkı sıkı tuttuğu telefonu, hissetti. Çıkarttı. Hissizleşmiş parmakları ile, tuşlara bastı. Mesajlar bölümünde ki, son mesajı açtı.

“ Yalnızlığa, daha fazla dayanamadım. Dün akşam, bir başkası ile birlikte oldum. “

Kalktı. Mesajı sildi. Telefonu kapattı. Oturduğu bankın üstünde biriken, suların içine bıraktı. Son kez okşadı “ Hoşça kal “ diye fısıldadı.

Yürüdü, uzaklaştı. Evinin kapısından girmeden, yüzünü kaldırdı yağmura. Yağmur, gözyaşlarını yıkarken fısıldadı, karşı kıyıya; “ Kar’la geldiğin hayatımdan, yağmur’la gidiyorsun. “

.../...

Bu, o’nun tek ve son aşk hikayesiydi.

.../...

Bir Gün

bir gün seni anlatacağım
gidişi, gelişinden çabuk oldu
bitişi, başlamasından kolaydı
bir sevda rüzgarıydı
esti, geçti diyeceğim

bir gün seni unutacağım
dokunuşunu, öpüşünü
ve sana ait her şeyi
biri vardı bir zamanlar
yıktı, geçti diyeceğim

bir gün seni tekrar yaşayacağım
gözlerim kapanırken
son kez hatırlayacağım
birini sevmiştim bir zamanlar
hala seviyorum diyeceğim…



Eser Aslanlı
izmir

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kar'la gelip, yağmur'la giden Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kar'la gelip, yağmur'la giden yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAR'LA GELİP, YAĞMUR'LA GİDEN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
1.1.2010 16:24:11
Teşekkür ederim, sevgili nerten. Sevgiler yüreğinize.
nertenn
nertenn, @nertenn
1.1.2010 16:19:48

Bir Gün

bir gün seni anlatacağım
gidişi, gelişinden çabuk oldu
bitişi, başlamasından kolaydı
bir sevda rüzgarıydı
esti, geçti diyeceğim

bir gün seni unutacağım
dokunuşunu, öpüşünü
ve sana ait her şeyi
biri vardı bir zamanlar
yıktı, geçti diyeceğim

bir gün seni tekrar yaşayacağım
gözlerim kapanırken
son kez hatırlayacağım
birini sevmiştim bir zamanlar
hala seviyorum diyeceğim…


öyle güzel bir öykü ki şiir son noktayı koymuş
sevmek sevebilmek önemli olan
aşık olmak olabilmek herşeye rağmen,
o duyguyu yaşamak.
gördüğüm o ki bitmeyen aşk yok

tebrik ederim eser hanım .
yüreğe dokunan bir öykü.
ve kendine yeten özgür ,iradeli kişilikli bir kadının var olduğunu gösterdi yine bana.
:))


Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
1.1.2010 16:16:31
Görüşünüz için, çok teşekkür ederim, Turgay bey.

Bir insanı sevmek farklı bir şey, yaşamak farklı bir şey. Bazen, uzaktan sevmek, aşkların en güzeli olabiliyor. 3 yıl, uzaktan uzağa, her şey gayet güzel di. Ama yan yana gelince, gözden kaçan gerçekler, su yüzüne çıktı. Severek değil, yaşayarak tanıyabiliyoruz insanları. Bunun saptamasını yapmaya çalıştım.

Saygılar.
Turgay COŞKUN
Turgay COŞKUN, @turgay-coskun
1.1.2010 14:04:24
Öykü ve öykünün gelişimi çok güzel. Yazarken biraz da psikolojik tahlil katılmış. Duru, sakin, hoş bir anlatım, güzel bir Türkçe var...

Öyküye bilinçli gizemler de yerleştirilmiş yer yer. Bu da zenginleştirmiş anlatımı.

Kadının erkekten en önemli fazlası; bir erkeğin kendisine hangi gözle baktığını güçlü şekilde hissetmesi ve onu sezgileri ile anlamasıdır. Yaradan tarafından bu özellik erkeğe değil kadına verilmiştir. Belki de kas gücü yerine bu özellik...

Genel anlamda bana göre güzel bir öykü olmuş.. Tebrik ediyorum...

Selamlar...



suskunbiradam tarafından 1/1/2010 7:13:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
31.12.2009 22:54:27
teşekkür ederim. sevgiler yüreğinize
ASENATUBA
ASENATUBA, @asenatuba
31.12.2009 21:39:43
5 puan verdi
bir gün seni anlatacağım
gidişi, gelişinden çabuk oldu
bitişi, başlamasından kolaydı
bir sevda rüzgarıydı
esti, geçti diyeceğim ..........
muhteşemdi.yüreğinize sağlık.kaleminiz daim olsun....
_O_ve_BEN_
_O_ve_BEN_, @-o-ve-ben-
31.12.2009 20:55:58
r Gün

bir gün seni anlatacağım
gidişi, gelişinden çabuk oldu
bitişi, başlamasından kolaydı
bir sevda rüzgarıydı
esti, geçti diyeceğim

bir gün seni unutacağım
dokunuşunu, öpüşünü
ve sana ait her şeyi
biri vardı bir zamanlar
yıktı, geçti diyeceğim

bir gün seni tekrar yaşayacağım
gözlerim kapanırken
son kez hatırlayacağım
birini sevmiştim bir zamanlar
hala seviyorum diyeceğim…
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
31.12.2009 16:46:34
10 puan verdi
Çok çok güzel ve hüzünlü bir öykü.
Süprizsiz ve olması gerktiği gibi akılcı noktalanmış.
Ders almayı bilene öğütte var.
Şiir de öykünün şiiri ve etle kemik gibi bileşik.

Kutluyorum.

Dört dörtlük bir yazı.
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
31.12.2009 15:32:23
10 puan verdi
Mükemmel bir aşk öyküsü..Şiir de tamamlayıcı olmuş.
Hüzün de verse, keyifle okunuyor.
Serap Baycan
Serap Baycan, @serapbaycan
31.12.2009 15:25:40
10 puan verdi
Bir kez daha öykünün içinde kaybettim kendimi.
Sevda başlangıcıyla kıpır kıpırken içim; birden bire derin bir boşluğa düştüm.
Mükemmeldi...

Sevgi ve saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL