- 862 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Hımm;
Bilirim o öğretmenler, hele hele bayan öğretmenler arasındaki kıskançlığı.
Aslında her öğrenci ve velisi(karşunuza ayu gibi biri çıkabülü, kulağunuza taş gibi bir söz de düşebülü durmuların dışunda), öğretmeni sever/di. Ama nedense mezun ettiği öğrencinin okula yeni başlayan kardeşinin bir bşka öğretmene verilmesine derecesiz bozulurdu. Zaten böyle bir durum ender olurdu. Çünkü o zaman öğretmen vardı ve henüz medya ile toplum okulun, ailenin önüne geçememişti.
Paylaşım için teşekkürler; saygı öncelikli sevgiler.
Böylece meslektaş olduğumuzu öğrenmş oldum..Bu duygular içinde yıllarımızı o güzelim çocukların gözlerine bakarak geçirdik..
Görevimizdi sevmek,öğretmek eğitmek Onların mutlulukları mutluluğumuz oldu,acı ve hüzünleriyle hüzünlendik...İşte böyle güzel anılarlar yaşadık...
Kutlarım saygılar
Selam sevgili meslektaşım. Yazınızı okurken, ne kadar uzaklara gittiğimi anlatamam. Siz çok şanslı başlamışsınız göreve, öğrencisi hazır bir okul. Zorla topladığım öğrecilerimle anlaşmam olanaksızdı. Çünkü Türkçe bilmiyorlardı, ben de Kürtçeyi. Üç ay içinde, dillerimizi bir birimize öğrettik. Sevgili öğretmenim, 1992 Yılında emekli oldum, İstanbul'da oturuyorum. Size başarılar diler, yeni yılınızı da kutlarım. Saygılarımla.
Nerelere gittim bakın;bir köy ilkoluna her sonbahar bir ay geç gidip,bir ay erken ayrılmak durumundaydım ve sınıf birincisi olmak gibi de bir yükümlülüğüm vardı.Çiftçi çocuğuydum ve yapılacak ne çok işimiz olurdu. Her sabah işe koyulduğumda boynum bir yana düşer ve gözlerim okulda çakılı kalırdı! Ben de okuma arzusu bir aşktı ve hiçbir zamanda doymadım...
Her şey er veya geç öğretilebilir bundan şüphem yok. Ama,bence öğretmen çocuğu çözebilendir...Bunu başaran tek bir öğretmenim oldu. Onu şahsınızda minnetle anıyorum.
Çok güzel biryazıydı..Kutladım efendim.Selam,saygı...
Müjgan Akyüz
Selamlar..