Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
e.mustafa kaya
e.mustafa kaya

KAÇ YÜZYILLIK ÇINARIN DÜŞÜ

Yorum

KAÇ YÜZYILLIK ÇINARIN DÜŞÜ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

922

Okunma

KAÇ YÜZYILLIK ÇINARIN DÜŞÜ

KAÇ YÜZYILLIK ÇINARIN DÜŞÜ

..çınar kaç yüzyıllıktı gövdesine kaç insan dizilirdi ve dalları denize doğru uzanıyordu yalnızdı yapraksız dalları gövdesi kadardı tarihin zamanın hatıraların derin izleri yatıyordu oturduk öğleden sonraydı zamanı dişlemeye başladık güneşin ve poyrazın neşesi yerindeydi sahil kalabalık ve insanlar coşkuluydu çocuklar her zamanki gibi hayatın anlamı rengi tadı tuzuydu balıkçı sandalları yanyana dizilmiş sahile çekilmişler can sıkıntılarını hissediyorum içimdeki yalnızlığı paylaştım onlarla suya yakın oturdum deniz dalga dalga yakınlaşıp uzaklaşıyordu kendime geliyordum bu mavi rengin oyunlarına kendimi kaptırarak ....hiç bilmediğim acılarla karşılaştım kendimle yüzleştim güneşe rağmen üşüyen ruhumu farkettim çınar öylece sessiz ve antika eşya gibi devasa gövdesi ile bize bakıyordu yapraklanmış gölgesi bütün alanı kaplayan o mutlu yeşil muhteşem görünümünü düşündüm bir an ne tuhaf değil mi ? aynı gövdenin iki yüzü tıpkı aynı insandan iki farklı duygu ve davranışlar gibi çınar zamana ve insanlara şahitlik eden bilge bir varlıktı arada bir gözlerimizin çınara kaydığını okumaya çalıştığımızı ve onu diken ilk elin ve çevresindeki insanların hikayelerini düşündük daha doğrusu aklımdan anlatmak geçti hatta bütün yüz ifadeleri sesleri ve hikayeleri ile neyse ki hantal bir gemi boğaza girmiş ağır ağır yol alırken herkesin dikkatini çeken şeyin bizim de dikkatimizi çekmesine izin verip hayallerden uyandık ve denizin müthiş kaldırma gücünü hacmini bu muazzam deryayı mavi rengini konuşur olduk ....bugün zehra’ya rastladım daha doğrusu o bana rastladı görmüş-tanımış-beni yan yana duran iki otobüsteymişiz gitmekten vazgeçerek otobüsten inmiş benim olduğum otobüse binmiş bu ikinci tatlı hoş bir karşılaşmaydı daha önce de böyle bir yaz günü durakta bekleyen beni karşı cadde de görüp bir ikindi sonrası selamı ile karşıma gelmişti ah öyle mutlu etti ki beni canım çok sıkkındı kararsızdım çaresizdim yalnızdım ve bir can dosta konuşacak birine ihtiyacım vardı meğer zehra’nın da aynı duyguları varmış hayat böyle işte en kopacağınız zaman bir yerlerden bir güzellik size koşuyor…istanbul’a karıştık sonra .. ..ah bilmiyorum işte ...seni nasıl seveceğimi bilmiyorum sadece sevdiğimi çok iyi biliyorum .. ..her yer mavi rüyalar kadar mavi ... bana bir şiirimi gösterdi çantasından çıkarıp meğer onu bir fotoğrafın üzerine yazdırmış çok sıcak bir resim ve bir o kadar da şiir de çok şık durmuş erguvan rengine.. erguvan ağaçlarının olduğu sokakları konuşmaya başladık ve tanıdığımız mekanlara gitmeye karar verdik..ve orada bir fotoğrafla bu sevgiyi beraberliğimizi bu güzel karşılaşmamızı kayıt altına almayı severek istedik.....tüm hayatı boşa giden bir insan olmak kadar ne hazin bir son hiç istenmeyen bir durum.. sık sık erguvan ağaçlarına bu güzel pembe açık mor kokulu dalların hayat öpücüklerine kendimi bırakmalıyım ..neleri konuştuk neler anlatıp duruyordum öyle daldan dala uçtuk ki…o yalnızlık kimsesizlik o hiç bana yakışmaz hallerime daldım birden arada bir böyle bir ruh haletine bürünüyor yalnızlık çemberime çekiliyor uzun müddet saklanıyorum...mutluluklar mutsuzluklarım oluyor gibi saçmalıklar dolu med-cezirler içinden çıkmayı bekliyorum…mutluluk şiirleri yazmayı hiç başaramayan biriyimdir de...mavera hangi anlamda dicle-fırat-mezopotomya medeniyet rengi olarak mı? ..çıkan bir dergi adı mı? ..hoş tatlı kulağı mutlu eden ses ritmi mi...? hangisi..veya hiç biri mi..? ...ben bu yüzleşmeyi her gün ve gece her zaman yapıyorum sahillerin sessiz ve kalabalık demlerinde.....bir erguvan ağacının altında bulmuş görmüştüm zehra’yı bundandır hiç vazgeçmeyişim bu esrarlı ağaçtan....erguvan ağaçlarını yakından yaşadım ve o renkli ağaçların cazibesi hiç üzerimden kalkmadı .. ahh evet ..işte huzur veren bir kare..erguvanın olduğu her yer nasılda ferah ve yaşanası.... ..öteler..öte alem..yani uhrevi alem ahıret..ölümden sonra kalkış..diriliş..yeni ve hakiki bir hayata doğmak..bu gölge bu kirli bu çirkin dünya hayatının gerçeğiyle hakiki ve ölümsüz olanı ile temiz ve pak ve sınırsız sevinç ve rızık bolluğu olan sonsuz saadet sadece ve sadece iyilik ve mutluluk yaşanan alem asla mutsuzluk ve ihanetin olmadığı gecenin ve kötülüğün görünmediği aydınlık yurt selam yurdu demek olan ahıret yurdunu yaşattı erguvanlar…şu kısacık dünyevi güzellik bize neleri konuşturuyordu oysa cennet bu güzelliklerin kat kat fazla güzellikleriyle dolu olduğu vaad edilen hayattı ..akşam oldu o güzelim erguvan ağaçları alacakaranlığa gömüldü tüm güzelliklerin üzerini örten siyah bir tülbentti gece



MUSTAFA KAYA
12.07.2009/ kanlıca

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kaç yüzyıllık çınarın düşü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kaç yüzyıllık çınarın düşü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAÇ YÜZYILLIK ÇINARIN DÜŞÜ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL