5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2073
Okunma

Sevgili Dostlar
Meltem Esintisi 81, Madde ve mana isimli deneme yazım ile Günaydın.
Sağlık ve mutluluk dolu bir hafta dileklerimle, Herkese saygı ve sevgilerimi sunarım.
Madde ve Mana!!
Marifet maddede olsaydı, cismi büyük olanların cirmi de büyük olurdu!
Hâlbuki maddenin münasebeti, temas edebildiği ve ulaşabildiği alan ile sınırlı olmakla beraber, maddeyi ve maddenin katı, sıvı ve gaz hallerini aşanlar için sirayet alanına sınır tayin edilemiyor.
Toprak ile su, hava ile enerji, ruh ile beden mukayese edildiğinde hakikat ortaya çıkar.
Akıl denilen yetenek beyinde yeri tespit edilemeyecek kadar küçük olmasına rağmen!
Kâinat, içine girse sahrada bir kum taneciğinin kapladığı kadar yer kaplamıyor.
Göz maddi açıdan bir toz zerreciğini kabul etmezken, mana açısından dünya içine girse almakta zorlanmadığı gibi, herhangi bir rahatsızlıkta duymuyor.
Maddeyi her şey zan edenler kalplerinin vüsatını, aklılarının ihatasını, gözlerinin genişliğini, ruhlarının sınırsızlığını düşünmüyorlar mı?
Anlaşılan O ki madde kesafet kazandıkça mana azalıp, yok oluyor.
Mana gelişip güçlendikçe maddenin sınırları yok olup ruh yaratıldığı özelliğe uygun bir özgürlük kazanıyor.
Madde ve mana ayrımının farkında olan son devrin büyük İslam Alimi Üstad Bediüzzaman ;
Asrın insanına hitaben!!!
Hayvaniyetten çık!
Cismaniyeti bırak!
Kalp ve ruhun derece-i hayatına gir.
Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun.
Der.
Madenin dar duvarları arasında sıkşmadan mananın engin ufuklarında pervaz eden mana erlerine selam olsun.