16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1829
Okunma
MASKE
Çantası çalınan kadın mahkemede olayı anlatıyordu. Sanığı göstererek şöyle dedi:
“ Evet, bu o! Onu gün gibi gördüm. Onun yüzünü her yerde tanıyabilirim.”
Sanık yerinden fırladı; “ Bayan, benim yüzümü nasıl görmüş olabilirsin? Yüzümde maske vardı.”
Hırsız niçin maske takmıştı? Tabii ki tanınmamak için. Niçin tanınmak istemiyordu? Elbette ki suç işleyecekti. Sadece hırsızlar mı suç işleyeceği zaman maske takar? Gaspçılar, katiller, sabotajcılar ve niceleri suç işleyeceği zaman maske takarlar.
Sadece suç işleyecek olanlar mı maske takar? İyilik, şirinlik, doğruluk, candanlık, dostluk, sırdaşlık, masumluk, akrabalık, ahbaplık, arkadaşlık, güçlülük, yardımseverlik, farklılık, isyankârlık, medenilik, mutaassıplık, cesurluk, şefkatlilik gibi sayısız maskeler takar insanlar. Sadece suç işlemeye hazırlananlar değil en masumlarda maske takar.
Pekiyi niçin bu çeşit maskeleri takma gereği duyarız? Eksik ve açıklarımızı kapatmak başta olmak üzere sayısız neden olabilir. Maskeyi siper yaparak daha güvende hissederiz kendimizi.
Kendimizden, düşüncelerimizden utandığımız için. Ayıplanmaktan korktuğumuz için. Menfaat elde etmek için. Vereceğimiz zararı gizlemek için. Tanınmamak için. Ve daha yüzlercesi için hepimiz ya her zaman ya zaman zaman maske takarız.
Pekiyi, bu durumu nasıl gözlemleriz? Tanıdığımız bir insan, beklenmedik bir iş yapıyor ve bizi şaşırtıyorsa, garipsediğimiz davranışlar sergiliyorsa ve şüphe uyandırıyorsa durumu gözlemlemişiz demektir.
Tanısak da tanımasak da insanlara dikkat ederek maskelerini ve arkasını ciddi şekilde fark ederiz. Hata yapmayan insan, maskesini çıkarmayan hırsız olmaz.
1. Mutluluk
2. Güçlülük
3. Âlimlik
4. Cesurluk
5. Muhafazakârlık
Gibi maskelerimin olduğunu ve yeri geldikçe bunları sırası ile kullandığımı düşünüyorum.
Olduğun gibi’yi konuşamamak ya da konuştuğun gibi’yi olamamak ne acı.
İbadet eksikliğim olduğu için ve namaz kılmakta başarılı olamadığım için kendimi suçlayıp daha bir gayretle okuyup öğrenmeye çabalıyorum. Bu gayretlerim sırasında dışarıdan gayet dindar görünüyorum. Oysa boynuma kadar boktan çıkmak için debelenip duruyorum. Azgın nefsimden kaçıyorum. Fenaların en fenasıyım.
Panik atak derecesindeki korkularımı gizlemek için cesaret maskesi takıyorum.
İnsanlara güvenemediğim için yapmacıktan samimi davranıyorum. Yalandan da olsa güçlü görünmek istiyorum.
Beklide saygı duyulsun istediğim için âlimlik maskesi arzuluyorum, takıyorum.
Mutluların arasında yaşamak için mutluluk maskesi takıyorum. Mutluluğu tam bilemediğim için de mutlu taklidi yapıyorum.
Ne zamana kadar takılır maskeler?
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:
“ İnsan açlığa ne kadar dayana bilir?”
Akşemseddin cevap verir:
“ Ölünceye kadar.”
Maskeler de ölünceye kadar takılır.
Bunlar benim maskelerin. Evet suçluyum. Özürlüyüm, ayıplıyım. Ama maskesiz olarak ben buyum.
Ya sen nesin, kimsin? Kendin ve maskelerin hakkında ne düşünüyorsun? “ İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen o nice okumaktır?” Yoksa kendini maskesiz mi bilirsin?