Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Mehmet_Nacar
Mehmet_Nacar

Türk Dili

Yorum

Türk Dili

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1780

Okunma

Türk Dili

Türk Dili

Dilimiz dünyada ilk konuşulan en eski dillerden biridir. Türkçe olarak yazılmış en eski eser de ‘’Tengri teg tengride bolmuştum kağan…’’ sözleriyle başlayan ve Orhun Anıtları olarak bildiğimiz Orhun Kitabeleridir.
Dünyada ilk matbaayı Uygur Türklerinin yaptığı konusunda çok güçlü deliller var. Uygurlar ağaç oyma tekniğiyle baskı kalıpları düzenlemiş ve bu kalıplarla kitap yapmışlardır.
Türklerin Orta Asya’da yaşadığı dönemlerden başlayarak dünya dilleri arasına karışmış ve hala bütün dünya dillerinde kullanılan bir tek sözcük vardır. Bu sözcük ‘’yoğurt’’tur.
Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divanü Lügati’t Türk bilinen en eski dilbilgisi sözlüğümüzdür. Kaşgarlı Mahmud bu kitabında Türkçe sözcükleri ve karşılarına Arapça karşılıklarını yazmıştır.
Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletleri dönemlerinden hareketle dilimizde hızlı bir bozulma ve yozlaşma başladı. Milletimiz dilimizden uzaklaştılar. Başka dilleri kullandılar ve kullandıkları bu dillerin arasına çaya şeker katarcasına Türkçe sözcükler karıştırdılar. Bunun farkına ilk varan kişi Karamanoğlu Mehmet Beydir. Dilimizden uzaklaştığımızı gören Karamanoğlu Mehmet Bey (13 Mayıs 1277) kendi beyliğine şöyle bir emir yayınlamıştır.
‘’Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka bir dil kullanılmayacaktır.’’
Zamanımıza en yakın Türkçe dil bilgini ise Kilisli Rıfat Bilge’dir. Geçmişe baktığımızda dilimize hak ettiği önemi verenlerin başında bunları görmekteyiz. Tabi ki, Yunus veya Karacoğlan gibi öz Türkçe yazanları dil bilginleri arasında saymıyoruz ama dilimize yaptıkları hizmetler de en azından dil bilginleri kadar önemli ve değerlidir.
Dilimizde en hızlı bozulma Büyük Selçuklu İmparatorlu döneminde başlayıp Cumhuriyetin başına kadar sürmüştür. Bozulma ve dilimizden uzaklaşma Osmanlı İmparatorluğu döneminde rekor seviyeye ulaştı. Osmanlı’nın Divan Edebiyatı muhteşem eserlerle dolu. Ancak bu edebiyat türünde Türkçenin kullanımı yüzde yirmi beşlere kadar düşmüştür. Bu dönemde Osmanlıca adı altında yeni bir dil ortaya çıktı. Bu dil Arapça-Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan yapay bir dildir. Divan Edebiyatı da Osmanlı saraylarına özgü ve zamanının sosyete edebiyatıdır. Bu nedenle günümüzde Divan Edebiyatını halkın okuması ve anlaması mümkün değil.
Bize bu dönemlerden kalan geçerli kültür mirası Yunus Emre, Karacoğlan ve Nasreddin Hoca gibi sayılı gönül dostlarımızdır.
Çağın dâhisi Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra dilimizdeki bozulmayı fark etmiş, Türk Dil Kurumu’nu kurarak Türkçenin aslına dönmesini sağlamaya çalışmıştır. Cumhuriyet döneminde Osmanlıcadan kalma yabancı sözcükler ayıklanmaya başlandı. Buna rağmen günümüz Türkçesinde Arapça ve Farsçadan alınarak Türkçede Ses Uyumu kurallarına uydurulmuş ve halen kullanılmakta olan çok sayıda sözcük vardır. Ancak biz bu kadarına da şimdilik razıyız. Çünkü Cumhuriyet döneminde yabancı sözcüklerden ayıklanan dilimizdeki boşluklar şimdi de İngilizce sözcüklerle doldurulmaya çalışılmakta.
Çarşı pazara kadar düşen bu dil işgalini halkımız neredeyse benimsemiş durumda. İşyeri tabelalarından tutun da her ortamda İngilizce sözcükler kullanmak marifet ve çağdaşlık gibi algılanmakta.
Çağdaşlık bu değildir.
Atatürk bize Batı’yı işaret etmekle batıdaki bilim ve teknolojiyi kastetmiştir.
Dil bir milletin bizzat kendisidir. Milli kültürün temelidir. Halkın ebedi iletişim organıdır. Diline gereken önemi vermemek ve onu horlamak kendini ve kendi milletini aşağılamaktır.
Bir milleti yok etmek istediğiniz zaman yalnızca dilini bozmanız yeterli. Dilimizi ebedi kılmak için Yunus ve Karacaoğlan’ın yolundan gitmek zorundayız. Yani öncelikle şair, edip ve yazarlarımızın öz Türkçenin kullanılmasına tavizsiz özen göstermeleri şarttır.

Mehmet Nacar

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Türk dili Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türk dili yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Türk Dili yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL