3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1361
Okunma
Son zamanlarda bir minare fobi söylemi aldı yürüdü. İktidardan muhalefete herkes minarelere sahip çıktı. Üstelik farklı bir ülkede uygulanıyor, bize de ne-neler oluyor? Bu konuya bigane olduğum sanılmasın, aksine beni oldukça yakından ilgilendiriyor ama çelişkiler hissettiriyor ne çare ki! Nereden çıktı bu ilgi demeden duramıyorum kendime, yapılan haksızlıklara millet boyu karşı çıkma özelliği bizde var mıydı da göremiyordum! Sözgelimi başörtüsü konusu; imanlı bütün genç kızlarımızın önemli bir sorunudur bu. Bende de önemliydi, çünkü aynı sebeple mesleğimi terk etmiştim. Şimdi de kızım yaşıyor. İkimiz en yakınımda olan örnekleriz. İnancı yüzünden okula gidemeyen, mesleğini yapamayan onca insanı neden göremiyor minare severler güruhu? Örtünmek dinimizin farzlarından biridir, minare ise sonradan eklenmiştir ibadet hanelerimize, oradan ezanı duyurmak farz değildir, bir taşın üzerine çıkılarak da duyurulabilir ezan-ı Muhammediye herkese, yahut da gökdelenin tepesine... Aslolan farzlardır, adetler sonradan gelir. ’Hepimiz Allah’ın ipine sıkıca sarılalım!’ detaylarla sonradan da ilgilenebiliriz. Gelin şu ’Başörtüsü’ özgürlüğünü gündeme taşıyalım, iktidar zaten muktedir, muhalefeti de gündeme taşıyalım. ’Ey Muhalefet! İslam’da tesettür de var. Bu konuyu araştırın ve önemine bigane olmayın. İsviçreyi değil ama önce kendi ülkemizi adalete çağıralım. İnsan haklarını; imanı, inancı yakından anlamaya çalışalım. Biz ilgilenmiyorsak da ilgilenenlerin hakkına saygılı olalım. Ey Muhalefet, titre de kendine dön. İsviçre’yi onlara bırak...!