3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1142
Okunma

Sevgili, karşısındakini tamamlayandır. O’na, içindeki gizlenmiş olan, şartlar müsait olmadığı için ortaya çıkmamış potansiyel duyularını gösterendir.
Sevgililer, bir yandan İnsan’ın tüm renklerinde kendilerini sınarlarken, bir yandan da birbirlerine doğru yola çıktıkları keyifli bir keşif yolculuğudur bu... Sevgililer,.. kâşiftirler..
Sevgili; Sevgili’sine kendini gösteren aynadır.. belki de,.. olmayan kendini…
Sevgili, tek kanatlı duyuların ikinci kanadıdır..
Sevgili; “hayat arkadaşı” değil, bizzat “hayatın kendisidir”. Sevgili, “yol arkadaşı” değil, bizzat “yolun kendisidir”. Ve o yol, Sevilen’i yine kendisine götürür...
Sevgili, Elest Bezmi’ nde unutulan, adını bilmediğimiz fakat tadına da doyamadığımız güzelliğin aynasıdır.
Sevgili, bize kendimizi okutan bir kitap, kendimizi sevdiren bir aynadır. Sevgili’ nin kendine duyduğu sevginin yolu da yine Sevgilisinden geçer.
Sevgili, müşterek üretilen hayatın kol işçisi değil; mimarı, estetisyenidir. Oraya, maddenin ötesinde bir şey katar.
Sevgili, her sabah yeniden kurulan dünyada, karmaşıklaşan, ayağımızı kaydıran, beynimizi kilitleyen dünyada, sığındığımız "denge noktasıdır". Belki de insanlardan sihirbazlık, cambazlık bekleyen bu dünyada Sevgili, Sevilen’in elindeki “denge sopasıdır”. Bireyin hayatını her sabah yeniden üretmemizde devreye giren “ikinci biz” dir.
Sevgili’yi sıradan insanlardan ayıran ana hat; bireyin sıradan hayatının üretimindeki kol işçiliği ortaklığından ötede bir duygu ortaklığından beslenen bir “BİR OLUŞ” tur…
Sevgililer, iki ayrı egoyu “TEK BİR ONUR’a “ dönüştürür.
Sevilen, Seven’ in gönül yurdundaki ‘Bayraktır’…
E. Su BaşaR