4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
917
Okunma

Yarın bayram ve ben seni çok özledim babam...
Gittiğinden beri tad vermiyor bayramlar. Öylesine geçiriyorum işte.
Ne heyecan kaldı, ne bayram sevinci, sanki çocukluğumla birlikte gitti çok uzaklara bayramlar.
Arife akşamından başlatırdın bayram telaşını.
En çok ta zeytin odunlarını ocağın başına özenerek dizmen hiç aklımdan çıkmıyor babam. Ne mutlu olurdun
soframız kalabalık olunca.Çocuk kalbimle seni alemin kralı sanırdım. Ve hiç bu dünyadan gitmezsin.
Öyle sağlıklı ve güçlüydün ki gözümde.Sanki sen gidince dünya duracak tı...
Aslında çocuk kalbim doğru tespit etmiş. Dünya durdu, bir kişinin dünyası durdu sen gidince babam.
Hani sürekli eve gelir gelmez annemdem hizmet isterdin ya, biz de kızardık sana, annemi yoruyorsun diye...
Bir bardak suyu bile istemezdin dokuz çocuğundan ve 20 torunundan ve 5 torunlarının evlatlarından da.Hatice
anadan isterdin suyunu bile. Şu an Hatice Ana eline vermesek suyunu bile içmiyor.Sen miydin onu canlı tutan ?
Akşam geç saatte yatılsa bile, illa ki saat 6’da kalkardın, kendinle birlikte Hatice Anayıda kaldırırdın tabi.
Tarhana çorbası ve ardından buram buram kokan türk kahvesini kim pişirirdi o saatte sana.
Ölünceye kadar bıkmadan çalıştığın Mandalin bahçemize gider din her gün, kahveni içtikten sonra.
Ne çok çalışkandın sen babam. Bizler de boş duramazdık sen yanımızdayken.
Karadayı mahallesini sen dolduruyormuşsun babam. Şimdi mahalleme geldiğimde seni arıyor gözlerim.
Kahvehanenin önünde bacak bacak üstüne atmış,pala bıyıklı, körüklü çizme ayağında, kıravatlı mavi gömleğinle
ve gri pantolonunla oturuşunu. Gelen gidenle şakalaşmalarını. Akşam üzerleri mahallemize gelen seyyar tatlıcıdan,
mahallenin tüm çocuklarına tatlı ısmarlayışını arıyorum babam.
Seni nasıl aramam ki babam; sen gittiğinden beri annem ne konuşuyor, ne gülüyor...Zaman zaman şakalaşıyorum
aynen senin dediğin gibi ’Kocakarı bir kahve yapta içelim’ Hatice Ana acı acı tebessüm ediyor yüzüme.Başını sallıyor
hey gidi günler hey der gibi. Dokuz çocuk bir araya geldik te bir senin yerini tutamadık babam.
Geçen pazar sırf elleri hareket etsin diye, önüne oturup sırtımın ağrıdığını söyledim yalancıktan.
Masaj yaptı omuzlarıma güya. O sırada ablamlar görünce kıskandılar ’Biz annemize hizmet edelim, o da sana, oh ne ala’
Bende onlara ’şu an ben Ali KURT’um’ dedim. Geçenlerde amcamda bana öyle dedi babam, bahçemize çalışmaya giderken.
’Ali KURT ’ diye bağırdı. Sonra boynuma sarıldı bende, seni gördüğünü söyledi.
Ne çok diyeceklerim var daha sana babam. Yarın Bayram sen yoksun, sen olmayınca annem de varla yok
arası gidip geliyor işte.
Seni çok özledim Koca Çınar, çok...
26 kasım 2009/nilkurt