2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
559
Okunma
KARALAMA YAZILARIM ...
..ağaçların dağ çiçeklerinin köy ve şehirlerin deniz ve dağların birbirinden renkli duruşları yalnızlığımı unuttururur..soğuk suların engin mavi ve yeşil bir tablonun içinde sen yoksan eğer bozkırdan farksız gelir bana sen benim ömrümü uzatan sevgilimsin...ve durup hayallerimin bu en güzel fotoğrafını düşünüyorum ..herkese özel herkesin özeli bu renkli düş fotoğrafı tam sırası mıydı bilemiyorum sırtımı yasladığım bir zeytin ağacı gövdesinden denizin koyu lacivert rengine uzanan dünyasına bakarken....bir çatı altında olmanın huzur ve mutluluğunu bilemezsiniz ..dışarıda sokaklarda kalıp sabahladığınız günlerde bacalrdan tüten dumandan pencerelerden taşan seslere kadar evlere bakıp bakıp hissettikleriniz...ah bilemezsiniz.. ..düşlerimdeki köy bizim köyümüzdü bir köy vardı çatıları olmayan ütün evler aynı tekdüzey düz beyaz toprak çatıya dam diyoruz biz sadece topraktan kalın çamurdan samanla yoğrulmuş iyice sıkıştırılmış bir halde yaz kış bizi koruyan sıcaklığımız-serinliğimiz di..loğ dediğimiz silindir şeklinde bir sertleştirici olurdu herzaman dam da...çok defa loğ çektiğimi bilirim çok severdik çocukken ...her şey eskisi gibi değil şehirle tanşalı çatıları farkettim ..içimdeki duyguları da.. ..hiç ulaşamadım dağların zirvelerine bundandır onları çok merak edişim... ..değişip duran mevsimler yanıltıyor..günler gecelere gecelere günler karışıyor bir türlü gelmeyen vuslat..gelmeyen vuslat.. ..ben sana yakalandım durmadan yazıyorum..hiç durmadan koşuyorum hem yakın hem uzak kalıyorum .....evet bütün yaz bekledim...bütün yaz...güz gelecek ve seni düşünecek / bu yürek..her şey güzel geçecek / ti...gelmedin....gelmedin.. ..geçen yazdığım saatleri düşündüm bir an uzun yorucu bir tatil olmuştu..
..senin yüzünü yüzüme getirip gülümsemeni gözlerime sadece benim olan gözlerini yanıma alıp yürüyordum bugün ... ..karmakarışık duygular aşırı sıcaklar ve kuraklık eseri mi ? başım dönüyor neye uğradığımı şaşırmaktan..ışığın vurduğu deniz ve şehrin yüzü hayallerimi süslüyor.. ..ışıksızlık olmasın..ışığın çiçekleri sarsın her bir tarafımızı hayat daha güzel görünecek o zaman ..martılar bile isteksizdi çok sıcak..kavurucu bir hava var ..yarı baygın dolaşıyor insanlar....hayat çizgisi her zaman aşk ile yürümekte..aşksızlık açlık ve yokluk gibi.. ..hiçbir aşk seninle başlayan aşkın yerini tutmadı okuduklarım bile bu kadar etkili değildi veya aynı duygulardı.. ..ağaçlar çok sevinçli kuşlarla erken satleri sabahın ..gün ışığı ve sıcaklar ölüyor yeşillik dirilik ve ağaçlar..ve suya hasret bir mevsim aşka susamış aşıkın hali kadar.. ..mavi sözler yine..mavi ne çok girdi içime ne çok çıkmaz oldu ruhumdan.. ..günlerden sonra gözlerimi açtım ..günlerden sonra kabussuz uyandım..yorgunum kırıklar içindeki ruhumun dinlenmesi yakın ..az kaldı gidiyorum..bir tatil öncesi aksiliklerden korkuyorum.. ..sevince en çıkmazlar ..en çözümsüzler..en zor gece-gündüzler yaz-kış..kar-fırtına-soğuk..her şey düzlüğe çıkar.. ..kalbimle günlerdir söyleşip duran seni bulmak istiyorum.. ..ilk nar çiçeğini gördüğüm yıllardı ne kadar farklıydı ..çiçeğine yakın dikenlerini farketmiştim ..dikenide dikendi hani ..köyde dedmin bahçesi en güzel nar ağaçlarına sahipti.. ..ölü kayıtsızlığı...bu satır hiç gitmemiş ya..yani bana yüz vermeyen bir yüzü mü anlatmak istemişim ben..ve güz en büyük saklı soğuk..kırıcı sert iklim..daha doğmadan kurutan tehlike...hayat damarını çiçeklerin etkileyen mevsim.. sen kırılma üşüme ben razıyım senin yerine ..çiçekler kadar güzel sevgili ..hayalimde hep sen vardın sen oldun seni duydum ilk kez seni dinledim gözlerimin ve ruhumun huzuru oldun sen....ay ışıklarına her gece sarıldım..ay dolunaydı .ay ışığında yürümeyi severdik ..yürürdük saatlerce hiç konuşmadan neleri düşünürdük yorulduğumuzu hissettiğimizde yeniden başlardık yeni yürüyor gibi başımızın üzerin de ay nereye gitsek hiç yalnız bırakmazdı bizi ..başka oldu gece ve sabahına kadar izledim beni hiç terketmedi..uyumamı bekledi ay.. ..şehir öyle kalabalık ki aramakla geçiyor seni günlerim.. ..her nereye basmışsa ayak izlerin içimdeki hisler haber veriyor şehir üzerime üzerime gelse de.. ..hiç biri sen değildin sen olamadılar onca kalabalık geçti yığınla ses görüntü birikti gözlerimde sen öyle farklısın ki daha çok anladım..hiç biri sen olmayan sen bana böyle ne yaptın ... ..yoruldum çok yoruldum bu şehrin demirden yokuşlarından ve tükenmek bilmez insan hikayelerinden ...ilerde bir cami var bir umut kendimi bu ulu mabedin avlusuna şadırvanının zemzem akan serin suyuna vereceğim ruhumu ...bir umut secdelerle huzur bulan bedenimi tutacağım boğazdan gelen uhrevi havasına.. avludaki güvercinlerin birinin sürüklediği yerde seni tefekkür ediyor bulurum belki uzakta boğazın lacivert tuzlu suyunun derinliklerine uzanan duruşunu birden belki farkederim ..... ..yağış bulutlarını seviyorum nerede bir bulut var oraya koşuyorum ve senin gözlerine olan tutkunluğum hiç kuru bakmaması yağışlı ve buğulu olması ... .hiç bir sevinç aşk sevinci kadar coşkulu değil.. ..biliyorum bilmiyorum hiç birşey yazıldığı ve söylendiği gibi olmuyor değil mi ki beşeri ve nefsi ifadeler bunlar..kapalı ne kapılar vardır ki açılması kolay ne açık kapılar vardır ki içeri geçilmesi zor .. ..dualar kadar güzel sevgili..dualar kadar güzel beni bekler misin..* gönül ateşim hangi rüyalar kandırabilir ki.. ..ah neşter yemiş gibiyim o kadar yalnızım ki başucumda seni görmek ve unutmak parçalanmış giysilerden farksız o acılı günleri …sabah namazı açık pencerelerden içeriye kuş sesleri tertemiz bir hava doluyor sen geliyorsun içime..derin..çok ...evet aşk herzaman her yerde hep aynı başlamıyor aynı bitmiyor ...değişimlere uğramaktan çok değişti.. derin bir ışıksın hiç gitmeyen içimde..
Mustafa kaya
15.08.2007 / üsküdar