Doksan dördün,
Onuncu ayının dördünde,
Dördünde saatin kaçı...!
Ve aynı dakika içerisinde,
Yaşadığımız bu dünyada,
Kaç bebek doğdu acaba.
Gelecekleri belli olmayan,
Farklı kişilerin farklı bebekleri.
Hepsinin yarınları başka,
Başka hayatları olacak.
Emekten yana olanlar olacak,
Sermayeden yana olanları olacak.
Sonuçta yaşamsal,
İki temel çelişki,
Emek ve sermaye çelişkisi...
Ya ezenlerden,
Yada ezilenlerden olacaklar.
Nereden, nasıl doğduklarının
Hangi Anne Babadan olduklarının;
Hiç bir önemi olmamalıdır ki.
Cansu okuduğun şu müfredattan,
Başka bir yaşamın gerçeği var,
Var olduğunu zaten;
Sen kendin çözeceksin.
Servet hanım ve Ahmet beyin,
Sen kızısın, sende kardeşini
Can Hüseyini,Cansu
Kısaca seveceksin, hemde ölesiye.
Öyle seveceksin ki,varlığının anlamı,
Onlarsız bir hiç olmamalıdır.
Çekirdek aile dediğimiz,
Var olan bağlarımızdır.
Bizi yaşamla barışık tutan,
Kimsenin bölmeye cesaret edemeyeceği,
Yıkılmaz temel taşlarımızdır.
Umarım o yeşil gözlerin,
Bu yaşamı hümanistçe,
Ve insanları sınıflandırmadan,
Kucaklayan bir gelecekte,
Oturup seninle;
Şöyle bir çay içeriz.

Yaşar Cerit