12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1093
Okunma

Bu sabahın da, diğer sabahlardan pek farkı yoktu aslında. Her zamanki vakitte servisime bindim. İşe gitmek için yola çıktık. Servisimiz, benzinliğe yakıt almak için girdiğinde, her yer tertemiz yeni süpürülmüştü.
Temizlik işçisi, elindeki mavi hortumla, araç yıkanan yerlerdeki tozu toprağı su tutarak yıkamaktaydı. Üstü başı ıslanmıştı.
Yakıt almak için yanaştığımız sırada, bizimle aynı anda, bordo renkli, oldukça kirli, Murat131 marka, başka bir araç daha, pompalara yanaştı. İçinde, bir kadın, bir de adam vardı. Kadının, saçı başı dağınık; yataktan yeni kalkmış gibiydi. Adamında, ondan kalır yanı yoktu. üzerindeki kazak, sanki yıllarca yıkanmamış gibi kirliydi.
Aracın sürücüsü, araçtaki izmaritleri toplayıp camdan dışarıya rahatlıkla döktü. Hiçbir şekilde rahatsızlık duymuşa benzemiyordu. Temizlik işçisi, daha alanı sonuna kadar süpürmeyi bitirememişti bile... Adamcağız iyice ıslanmış titremekteydi.
Yanındaki kadın, araç benzin aldığı sırada, elinde sigarasını tüttürmekle meşguldü. Asıl beni çıldırtan olay; büyük bir kola şişesine doldurttukları benzini, kadın sigara tuttuğu elini adamın başı üzerinden uzatıp, almasıydı.
Elinde sigarasının dumanlarını tüttürürken, dünya umurunda değil gibiydi...