9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1776
Okunma

“Dilerim hayat da sana anne’ciğinin gözüyle baksın” ( YASEMİN00 )
Günüme düştü bu söz………
Evet bir anne yüreğini anlayacak kadar büyümedim sanırım yaşıma rağmen.Bilmiyorum nasıl bir duygudur emin değilim fakat tek hissettiğim anneme olan aşkım….
Nefes aldığım anlarda, yarım kaldığımı hissettiğim zamanlarda kolumun altındaki güçtü. Hep bir yanımda gölgesi vardı ve kanatları altında huzurun buram buram kokusu olurdu.
Hiç çıkmak istemesem de o beni iterdi arada. Gör ve yaşa derdi ....Öylece kulaklarımdan tuttuğu gibi bırakırdı kapının ağzına.Kızardım ona , banane ya derdim ama hiç dinlemezdi....
Kaç yaşlarındaydım acaba annemin hayatın ipinden tutmayı öğrettiği zaman. Kendini bildi bileli çalışıyordu o dağ senin bu bağ benim.Elleriyle kazıdığı toprakların kokusunu duyardım akşam saatlerinde yorgunluktan düşmüş bedeniyle saçlarımı okşarken.Bir karadeniz kadınıydı annem.....elleri çalışmaktan nasıl olmuş , yüreği ilgisizlikten yosun bağlamış bir dünyanın rüzgarıyla gidiyordu gidebildiği yere...
Dedim ya çok küçüktü annem babam onu kaçırdığında. O zaman nerde öyle köy yerinde düğün dernek. Köyün delikanlılar sırtına alıp götürdükleri genç kızları kadın yaparlardı kendilerine.Tıpkı babam gibi ellerinden başka da bir şey gelmezdi zaten.
Ve çalış.......yapabildiğinden fazlasını beklerlerdi senden.Aslında çok fazla seçenekleri de yoktu , hayat şartları ve gerçekler onu gösteriyordu.Gün doğmadan güneş sıcağını hissettirmeden çay bahçesinde alırdı soluğu annem. Babam uykunun ve yatak keyfinin anasını ağlatırdı bizde kapının önünde çamurdan yemekler yapar evcilik oyunları oynardık.
Annem koşar adımlarla sırtındaki yükü bırakır kahfaltı hazırlığına başlardı. Sevgisinin yanında bir de korku vardı kocasına karşı.Uzun yol şöförü babam kırkta bir gelirdi evine ve tadına varmak istiyordu ailesinin. Bizde dokunmazdık ona uzaktan uzağa süzer sonra da sokulurduk yanına.Ne kadar bir erkek sevdasıdır gitse de köyümüzde arada payımıza düşen sevgiyi alıyorduk işte.
Her geçen yıl kalabalıklaşıyorduk tabiki.Tam 7 kardeş olmuştuk ve artık eskisi gibi çalışmıyor, hatta köyümüzü bile bırakmıştık.Güzel memleket İstanbul’un yolunu tutmuştuk.
Yeni bir hayat ve herşeyi ile bilinmeyen bir gerçeğin ortasındaki koca bir aile...Sürüklendikleri rüzgar insaflı çok şükür ki? her gün yeni bir başlangıç, her saat biraz daha büyümenin verdiği duygu ile zamanı bıraktık kendi haline.Her bir kardeş kendini kurtaracak kadar okulunu , gerçekleri görecek kadar gerçeğini yaşadı işte.
“Dilerim hayat da sana anne’ciğinin gözüyle baksın” ( YASEMİN00 )
.....İşte bu söz sabah sabah sürükledi beni koca bir geçmişe...Nerden nereye dedim kendi kendime.
İçimi saran hüzün şu an uzağımda olan anneme ne kadar çok özlem duyduğumu fısıldadı kulağıma.Ah annecim ne yapsak hakkını ödeyebiliri ki....
Ellerinde biriken ,yüreğine sinen ne varsa hepsini dilediğince yaşa inşallah annem.
Acaba hayat senin gözünle bakabilecekmiydi bana, dün bakmadı yarını düşünmeden yapamıyorum. Dilerim senin gibi bir anne olurum bende ne diyeyim.
Ben anne olsaydım ! nasıl olurdu acaba….özlemlerimin içinde eksik bıraktığım en büyük gerçeğimdi. Zamanın akışına ayak uydururken elimden gidenlerden habersizim hala.Hayatı hep bir adım gerisinden takip ederken, gidenlere el sallamak alışkanlık yaptı sanırım.Ömrün yarısı derler ya bir baktım ki sırtıma almışım koca bir geçmişi.
Ah annecim esirgeme dualarını,çekme üzerimden kanatlarını.......ne hakkın ödenir ne yerine bir başkası konur.Ama biliyorum ki ben hayırlı bir evladım ve bana da senin gibi bir annelik nazip etsin mevlam tek dileğim...
Buruk bir hikaye gibi bugün de geçtin gözünden anne....Hakkını helal et....o güzel yüreğinden sevgimi eksik etme olur mu?
Bu mübarek cuma gününde, dilerim her yürek içinde birikmiş ve dilekleriyle açtığı elleri geri çevrilmesin.
Her daim dualarda buluşmak umuduyla.....
20/11/2009
11;11
eMİNE