Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Eser Akpınar
Eser Akpınar

AH O TİLKİLER...

Yorum

AH O TİLKİLER...

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

869

Okunma

AH O TİLKİLER...

AH O TİLKİLER...

Geçen gün demiştim; “ Canım çok sıkılıyor, birazcık dertleşelim “ diye? Benim tilkiler, hala, yakalayamadılar birbirlerinin kuyruğunu. Uzun süre de yakalayamazlar. Bu koşturmaca sürer, gider artık.

Pazar sabahı uyanmışsın, kahvaltını yapmışsın. Koltuğuna kurulup çay ve sigara keyfini de yapmışsın. İzmir harika, hava deseniz muhteşem. “ Derdin ne ?” demezler de ne derler insana?

Derler de keşke bir dinleyen olsa. Kadın inatçının önde gideni, kaşınacak illa ki.

Sizin de yüreğiniz ferah, başka bir derdiniz yok ya, dinleyeceksiniz artık, çaresiz.

Gün, dediğim gibi, keyifli başladı. Sıra 2.çay ve sigara eşliğinde gazete okuma faslına geldi. Kuruldum koltuğuma, açtım gazetemi ve başladım okumaya.

“ Yakup’un dramı”.

Hatırlarsınız, bundan 1 sene kadar önceydi. Ali ve Yakup, 6 yıl önce aynı Suudi hastanesinde dünyaya gelmişler ve bir dikkatsizlik sonucu, yanlış ailelere verilmişlerdi. Bu gerçek, dna testiyle, 4 yıl sonra ortaya çıkınca çocuklar takas edilmişti. Aradan 1 yıl geçmiş. Çocuklar perişan, anneler perişan. Çünkü çocuklar, duruma alışamamışlar. Anneler, yeni geleni, doğurduklarını, bağırlarına bassalar da, yürekleri, emzirdiklerinde, büyüttüklerinde yani gidende.

Babalar, özür dileyerek sizleri konu dışında bırakacağım. Bu “ Bir baba, anne kadar sevmez “ düşüncesinden yola çıkarak değil, asla öyle düşünmem. Ama 9 ay bir bütün olarak yaşamanın ardından gelen “ Doğum “ olayı anne ve çocuk arasında çok özel bir andır. Sonrasında gelen emzirme faslı bu özel bağı sağlamlaştırır. Bu yüzdendir ki, anneler daha bir farklı bağla bağlıdır çocuklarına.

Ben, oğlumu kucağıma aldığımda, 19 yaşımı geçeli 6 ay olmuştu. Ev hanımı ve eş sıfatlarını yükleneli de çok fazla bir zaman geçmemişti. Henüz yeni bir hayata alışamamışken yeni bir yaşamın sorumluluğunu kucaklayıvermiştim. Arkadaşlarım, gezer, eğlenir ve tahsillerine devam ederken ben kadın ve anne olmuştum. Ben, büyümüştüm.

Sancılı günlerdi. Ama oğlum, en etkili ilacımdı. Anne olmanın keyfi muhteşemdi. Tüm güzelliğine rağmen başka çocuk sahibi olmama kararı aldım, kendi kendime. Günler kendi akışı içinde geçip giderken, fark ettim ki, istesem de başka çocuğum olmuyor.

Hayatımızda, bazı şeyleri istememizin sebebinin altında, o şeye istediğimiz an sahip olabileceğimizi düşünmemizin rahatlığı, şımarıklığı yatar. Bu düşüncemizin yanlış olduğunu anladığımız anda da o şey, istek olmaktan çıkıp tutku ya dönüşür.

O şeyin ismi “Çocuk” olunca da olay tamamen farklılaşır.

İçime bir korku düştüğünü hatırlıyorum, o günlerde. “ Ya oğluma da sahip olamasaydım? Yani hiç çocuğum olmasaydı?”.

Bu soru derin bir sorgulamaya yöneltti beni. “Doğurmadığım bir çocuğa annelik yapabilir miyim?”. Anne olmuş birisinin, bu soruyu, dürüstçe yanıtlayabileceğini düşünmesi, büyük bir yanılgı olur. Ben de yanıtsız bıraktım.

Toplumumuzda bunu yapan pek çok kadın olduğunu biliyorum. Onlara duyduğum saygıyı anlatmaya kelimelerimin yeteceğini sanmıyorum. Bana “ Anne kimdir?“ deseler, hiç tereddüt etmeden, onları gösteririm.

Sonra oğluma baktım. “ Başka bir çocuğu onun kadar sevebilir miyim? “. Bu yanıtlaması daha kolay bir soruydu. 5,5 sene sonra kucağıma aldığım kızımı da eşdeğer bir sevgiyle sevdim.

Bir çocuk doğuruyorsunuz. Gözünüzü açtığınız anda kucağınıza minik bir beden koyuyorlar ve diyorlar ki “ Bak bu senin oğlun / kızın “. Ve siz o çocuğu seviyorsunuz, bağlanıyorsunuz. Büyütüyorsunuz. Geceler boyu uykusuz kalıyorsunuz. Emekliyor, yürüyor, peşinden koşuyorsunuz. Her damla gözyaşında binlercesi akıyor gözlerinizden. Her canı yandığında, binlerce iğne batıyor yüreğinize.

O, size sarılıyor, “ Annem “ diye.
Siz, o’na sarılıyorsunuz “ Çocuğum “ diye.

Sizin çocuğunuz.

Sonra, bir gün, birileri geliyor, size diyorlar ki “ Pardon, bir yanlışlık oldu. O değil bu senin çocuğun “.

O’na diyorlar ki “ O değil bu senin Annen “.

Pazar sabahı uyanmışsın, kahvaltını yapmışsın. Koltuğuna kurulup çay ve sigara keyfini de yapmışsın. İzmir harika, hava deseniz muhteşem. “ Derdin ne ?” demezler de ne derler insana?

Ah o tilkiler……..

Eser Aslanlı
izmir












Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ah o tilkiler... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ah o tilkiler... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AH O TİLKİLER... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
9.11.2009 11:58:38
Vakit ayırıp okuyan ve görüş bildiren dostlara teşekkür ediyorum...Sevgilerimle
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
9.11.2009 11:18:07
meramınızı iyi anlatmışsınız. Güzeldi. Daha kısa olsa bence daha güzel olabilirdi. Zaman çok değerli kardeşim. Yazıların çoğunu okumaya fırsatım bile olmuyor. Çoğu zaman en güzelleri kaçıyor. Saygılar. Başarılar dilerim.
nertenn
nertenn, @nertenn
9.11.2009 09:35:36
iyidir tilkiler .uyanık tutar.
öyle çok uğraştılar ki öldürmeye`, tilkiyi, sorguyu ,sorgulamayı,

güzel bir pazar.ama ben pazartesi okuyorum.
:))
bilgeperi
bilgeperi, @bilgeperi
9.11.2009 00:54:38
bilmediğinde kendi çocuğu gibi sevebiliyor insan da bilince ne değişiyor..

demek ki bir yanımız, bilinç ötesi yanımız her çocuğu kendi çocuğumuz gibi sevebilecek kadar yüce..

başta sorun yaşansa da anne sevgisi ve şefkati koşulsuz sunulduğunda, yeni bir bebeği kucağına alır gibi sıfırdan başlanıldığında dengeler kurulacaktır.. sevgi ve zaman her şeyin üstesinden gelir..

sevgilerimle..
simray
simray, @simray
9.11.2009 00:08:51
Ne diyeyim haklısınız..... Ama vurdumduymazlar olduğu müddetçe beyinlerdeki tilkiler gitmediği müddetçe; müddet; TİLKİLERE KALACAKTIR.....
Hatice Dökmen
Hatice Dökmen, @haticedokmen
8.11.2009 22:27:01
ama o tilkiler doğru bir yere saplanmışlar arkadaşım
öyle yani biraz empati kurmaya çalışırsak yıllar sonra biri bize aynı şeyleri söylese.....
vavvvvvvvvvvv
düşünemedim bile.....
sevgimle candost.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL