2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
601
Okunma

İki mahkûm, yağmur sonrası demirlerin arasındaki küçük pencereden dışarı bakar.
Biri der ki "Öf her taraf vıcık vıcık çamur oldu!"
Diğeri der ki "Kaldır kafanı bak ebemkuşağı çıktı rengârenk!"
İnsan, Tanrı’nın yarattığı en muhteşem canlı.
Ve Hayat insana verilmiş en güzel hediye.
Ne gariptir ki, bu muhteşem canlı, kendisine hediye edilmiş hayatı yaşamak varken.
Mutlu olmak, mutlu etmek becerisine sahipken.
Sanki kendisi ile inatlaşır ve dalga geçer gibi zehir etmeye uğraşır tüm gücü ve zekâsı ile.
Sürekli dramlar peşinde koşar. Zaman zaman trajediye çevirir hayatını.
Sevmek dururken yanı başında, nefret etmeyi seçer.
Unutmak varken, sürekli yineleyerek, yaşamayı seçer acılarını.
Affetmek varken, günden güne artan bir öfkeyle, hatırlamayı ister kayıplarını, yenilgilerini, terk edenlerini.
Gün gelir, farkına bile varmadan, mutsuzluk olur mutluluğu.
Kendine acımaktan başka bir şey hissetmemeye başlar.
Sevinçleri, görmezden gelir.
Hüzün, temel taşı olur yaşamının.
Gözlerini kaçırır aynaya her baktığında gözlerinden.
Korkar içinde öldürdüğü çocuktan.
Ve kaçar kendi elleriyle yarattığı canavardan.
Boşa duygularla tükettiği hayatın soracağı sorulardan.
Pişmanlık, ağır bir yorgan gibi, örterken yüreğinin üstünü.
Çaresiz kapatır gözlerini görmemek için, yaşadığını zanneden ölüyü, kendini.
çocukluğumdaki hayallerimi
düşündüm bu akşam
neresinde olmak isterken yaşamın
neresine savrulduğumu
düşlerimin bana
benim de onlara
ne kadar uzak olduğumuzu
gördüm ki
bahar güzel geçmiş
yaz’sa çoktan yaşanmış
ve bitmiş
mevsim sonbahar’a erişmiş
kış
bir adım uzakta
anladım ki
oyun çoktan
bitmiş
Eser ASLANLI
izmir