Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
abdullahmehmed
abdullahmehmed

Ebru

Yorum

Ebru

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1260

Okunma

Ebru

Beyaz bir masa ve sandalye var, sandalyeyi çekip oturuyorum, masaya kırmızıya çalan pembe renkli şarapla dolu şeffaf bir şişe ile boş bir kadeh bırakılıyor.
Şişenin içinde ebru var, yüzüyor, camı tıklayıp bana el sallıyor, sonra yüzmeye devam ediyor, tekrar cama tıklıyor, bu sefer el sallamadan önce bir de öpücük gönderiyor, yüzmeye devam ediyor, gözlerimi ayırmadan onu seyrediyorum, bu seferki gelişinde, ona baktığımı görünce şişeyi tıklamıyor, gülüyor, gözden kaybolup, biraz sonra tekrar ortaya çıkıyor, gülüyor, bir yukarı bir aşağı yüzüyor, taklalar atıyor, gülüyor, tekrar kayboluyor, bir daha ortaya çıkıyor, şişenin tepesini gösteriyor, ne demek istediğini anlamıyorum, şişenin ağzını açmamı işaret ediyor, tamam diyorum, mantarı çıkarıyorum, kadehe dökmemi işaret ediyor, döküyorum, şişeden dökülen şarapla birlikte kadehe düşüyor, kayboluyor, merak ediyorum, bir müddet sonra kadehteki şarabın yüzeyinde yüzü beliriyor, gözleri kapalı, endişeleniyorum, birden gözlerini açıyor ve gülümsüyor.
"Merhaba." diyor, "Ben Ebru."
"Merhaba." diyorum, "Ben de Mehmet."
Gözlerimin içine bakarak, "Tanıştığımıza memnun oldum Mehmet." diyor.
Ben de onun gözlerinden içeri bakarak "Ben de seninle tanıştığıma çok memnun oldum kahverengi." diyorum.
"Nerden çıktı şimdi bu kahverengi?" diyor, "Şarap kırmızı, ben kırmızı, tenim kırmızı, dudaklarım kırmızı, yanaklarım kırmızı, adım kırmızı, Ebru, osmanlıca da dalga dalga kırmızı yanak anlamına gelir, nerden çıktı kahverengi?"
"Özür dilerim" diyorum mahçup bir tavırla, "Bir an gözlerinden başka bir şeyi göremez oldum da..."
"Hımm." diyor, memnuniyetini belli eden geniş bir gülümseme ile.
"Çok güzelsin." diyorum.
"Evet, çok güzelim, hem de çok tatlıyım." diyor.
"Eminim ki çok tatlısındır." diyorum
"İçsene beni." diyor.
Sarhoş oluyorum, ne yaptığımı bilmiyorum, kadehi dudaklarıma götürüyorum, içiyorum.

*

Dilimin üstünde ayakta karşılıyorum onu, "Hoşgeldin." diyorum, elini tutuyorum, yürümeye başlıyoruz, yol ayrımına varıyoruz, yollardan birisi zaten kapalı, yemek borusu yoluna dalıyoruz, yokuş aşağı kolay bir şekilde mideye iniyoruz, oradan ince bağırsağa, sonra da kalın bağırsağa, oradan da emilip damarlara karışıyoruz, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra kalbe varıyoruz.
"Hoşgeldin sultanım hoşgeldin, gönül sarayıma hoşgeldin, böyle güzel bir saraya böyle güzel bir sultan yaraşır, hoşgeldin sultanım hoşgeldin." diyorum,"
"Hoşbulduk efendim hoşbulduk." diyor tatlı tatlı.
İkimiz de çok yorgunuz, kuş tüyü yatağımıza uzanıyoruz, sarayın açık pencerelerinden içeri tatlı bir rüzgar doluyor, bunalmıyoruz, sanki bedenlerimiz boşlukta asılı kalmış gibi, rahat bir uykunun kollarına bırakıyoruz kendimizi.
Sabah uyandığımızda gitmek istediğini söylüyor, "Gitme." diyorum, "Gideceğim." diyor, "Daha yeni geldin." diyorum, "Çok sıkıldım." diyor, "O zaman niye geldin?" diyorum, "Bilmiyorum." diyor, "Ama gelmeyi sen de istedin." diyorum, "Tamam, şimdi de gitmek istiyorum." diyor, ne yapsam, ne etsem beni dinlemiyor, tutturmuş, illaki, "Gideceğim." diyor.
Ellerini kaşlarına götürüyor, bir ok, bir de yay çıkarıyor kaşlarından, bir ok atıyor, neyseki sıyırıp geçiyor, ama bir ok daha çıkarıyor kaşından, sonra bir ok daha, bir ok daha, üzerime ok yağdırıyor, yaralanıyorum, ama pes etmiyorum, ayaktayım hala, bu sefer ellerini kaşlarına götürerek iki hançer çıkarıyor kaşlarından, iki elinde iki hançer saldırıyor üzerime, yaralıyor beni, yaraladıkça hoşuna gidiyor, kan revan içinde yıkılıyorum, "Gitme." demek istiyorum, diyemiyorum, gidiyor.
Kalbimden çıkıyor, damarlarımdan koşa koşa geçerek böbreklerime, mesaneme, idrar yollarıma, en nihayetinde de benden ayrılarak, tuvaletin deliğine ulaşıyor.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ebru Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ebru yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ebru yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
nuraygeveze
nuraygeveze, @nuraygeveze
12.11.2009 14:25:30
Harika bir anlatım,klasik olmayan ve beklenmedik bir son...Ellerinize sağlık.Sevgilerimle...
Afet i azam
Afet i azam, @afet-i-azam
1.11.2009 11:03:49
"sifonu çekerek" uyanmak bu soyut hikayeye daha iyi giderdi . dedim kendi kendime.."tuvalet deliği " şık olmamış sanki..onun dışında cap-canlı bir anlatım..tebrikler..
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
31.10.2009 19:46:42
Kalbimden çıkıyor, damarlarımdan koşa koşa geçerek böbreklerime, mesaneme, idrar yollarıma, en nihayetinde de benden ayrılarak, tuvaletin deliğine ulaşıyor.


Öykünün kadın kahramanı son cümlede gizliymiş!...

saygım ve sevgimle...
M.Ç.
M.Ç., @m-c-
31.10.2009 16:01:54
Güzel bir öykü, klasik değil. Tebrikler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL