Bu gün Cumhuriyetimizin 86. Yılı. Ülkem ay yıldızlı bayraklarla örtülü,uzaydan çekim yapılsa salınan ay yıldızlı bayrağımın al renginin yansımaları saracak tüm dünyayı.Vatanının namusunu temsil eden askerlerimizin her biri yüreklerimizi sağaltırken, gözyaşlarımız ile kutsal toprağım, canlarımızı kahramanlarımızı uyandırıyor.

Türk Milleti’nin vakur evrensel gücünün sesi, umutların hep var olacağı gerçeğinin sesi... Karanlık bir hortumun içinde yalnızlıklarımız, tükenişler gerçek olamaz olmayacak dedirten varlığımı bütünüyle saran sevgisel enerjinin ışığı ile aydınlanıyorum.

Ülkemin en büyük bayramında AĞAÇ ŞEHİTLER ANITI Ankara’nın Kızılcahamam İlçesi’nde törenle açılıyor. Dr. Derviş Özer’in çalışmalarıyla gerçekleşen Ağaç Anıt’ın yüklendiği anlam o kadar büyük ki..O an duygularımı ifaden eden sözcük bulamıyorum.
Bir Sedir Ağacının dallarında ışıyan altı bin yaprak, tarih 29 Ekim 2009....

Bu kadar anlamlı bir anıt için neden sedir ağacı seçilmiştir diye düşünürken , bunu çağrıştıran kitap elime düşüyor.Sizlere bu ağacın önemi, değeri ile ilgili kitaptan alıntı yapıp, ölümsüz kahramanlarımız ile bağıntısının düşüncesini paylaşmak istiyorum.
Cumhuriyet ilelebet var olacaktır. Bizlere bu büyük armağanı veren Ulu Önder Atamızı ve ölümsüz kahramanlarımızı saygı ile anıyor, nice 86. yıllara diyorum.
Saygılarımla..

Sedir ağacı:
‘’Seven insan bir ışın yayar. Bu ışın,saniyenin binde biri kadar bir sürede gezegenlere, oradan da Dünya’ya yansır ve tüm canlılara hayat verir.Tanrı sediri, kozmik enerjiyi biriktirsin diye yarattı....’’

‘’Bir sedir ağacı 550 yıl yaşar. Milyonlarca iğne yaprağıyla gece gündüz demeden o aydınlık enerjiyi ve tayfını yakalayıp biriktir. Sedirin ömrü boyunca üzerinden geçen tüm cisimler aydınlık enerjiyi yansıtır. Sedir insan enerjisini evren aracılığıyla yakalayıp depolar ve gerektiğinde geri verir. Evrende ,yani insanda ya da yeryüzündeki yaşayan ve gelişen tüm canlılarda yeteri kadar kalmadığında geri verir.
Enerjiyi biriktiren sedirler kimi zaman bu enerjiyi geri veremezler. Bu sedirler 500 yaşına geldiklerinde çınlamaya başlarlar. Bu pes tonlu çınlamalarla konuşur. Kendisini kessin, biriken enerjisini dünyanın hayrına kullansın diye insanlara işaret verir.’’