15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
734
Okunma
Yurdumda öyle insan manzaraları var ki, dinledikçe şaşıyorum. Sonra düşünüyorum; acaba, bende mi böyleyim? Hiç kimse, kendi kendini eleştirmediği, yada öz eleştiri yapmadığı için herkes kendini dev aynasında görüyor…
Bu sabah Elif Hanım, Zeynep Hanıma kahve içmeye gitmişti. Aman ne kahve; dinlenme molasımı? Dert sıralama molasımı belli değil.
_Ah! Canım Zeynep’im, sen ne rahat kadınsın; kocanı işe, çocuklarını okula yolladın mı, rahatça oturuyorsun. Ya ben! Ben öyle miyim? Şimdi evde bir yığın bulaşık var. Onları bitirince, tuvalet banyo ovulacak. Süpürge yapılıp, toz alınacak. Çamaşır yıkanıp, ütü yapılacak.
Ah! Ah! Sen öyle misin? Bak! Her yer pırıl pırıl. Valla özeniyorum hep senin çocuklara; hiç kirletmiyorlar etrafı.
Bu sözleri dinleyen Zeynep Hanım:
_Tabi tabi komşu; benim çocuklar bulaşık yıkar. Kocam ütü yapar. Bana da süpürge kalır. Onu da sen gidince yapacağım.
_Ayyy! Sahi mi kız? Benimkiler hiç yapmıyorlar da.
Zeynep iç sesiyle :
_Benimkilerde yapmıyorlar canımm! Senin gibi kapı kapı dolaşmadan önce işimi yapıyorum. Biran önce gitsen de, işime başlasam…
Bir başka gün, Serpil geldi beş çayına. Onun sorunları daha başkadır.
_Ya, Zeynep; bu sabah erkenden kalktım. Kahvaltıyı yaptıktan sonra, bulaşıkları yıkadım. Süpürge yaptım. Toz aldım. Sonracıma spor yaptım. Eh terledim biraz, hemen banyo yaptım. Valla ben banyo yapmadan hiç rahat edemiyorum. Millet nasıl rahat ediyor bilmem ki?’
Zeynep Hanım bu konuşmadan fazla gerilir ve. Başlar iç sesiyle konuşmaya.
_Ah! Be kadın; her geldiğinde yaptığın işi bütün ayrıntılarıyla anlatmak zorunda mısın? Banyoyu sadece sen yapıyorsun, başka kimse yapmıyor; bizi doğunca ebe yıkamış, ölünce de hoca yıkar, olur biter…
Aysel, ofis komşusu Denizin yanına gitmişti; çok dertlidir.
_Deniz ya! Senin işin yoksa bana yardım eder misin? Şefim aradı; geçen ayın satış raporlarını istiyor. Onları çıkaracağım. İki saat sonra fakslamam lazım. Faturalar iyice karışmış, onları ayıracağım. Geçen aydan dört fatura kayıp, onları bulacağım. Ah! Deniz ah! Ben ne yapacağım?
_Valla bilmem, Aysel. Ben şimdi sana yardıma kalksam; yarın bende senden farksız olurum. İyisi mi, sen bu gece mesaiye kal, biriktirdiğin işleri bitir.
Aysel Deniz’den yardım alamayacağını anlayınca hışımla odadan homurdanarak çıkar. Deniz’de arkasından söylenir:
_Sevgili bayan! Ben faturalarımı ayırırken, sen çay içmeyi bahane edip dedikoduyu abartıyordun. Ben satış raporlarımı hazırlarken, sen lavaboda saatlerce makyaj yapıyordun. Şimdi ateş bacayı sardı; yapar mısın eder misin? Yapamam efendim; kendin yap. Hem de, bu günün işini yarına bırakmadan yap…
Emine Uysal/ /18/10/2009