Sevgili Dostlar.
Güne başlarken!

Bütün amacımız yemek, içmek ve arzularımızın tatmini olmasın.
Bunların hepsi amaç değil, Yüce ALLAH’ın rızasını (C.C.) kazanmak için birer araçtır.

Bütün hedefimiz bizim için en gerekli olana ulaşmak olmalı.
İnsana en gerekli olan şey ise;
YARATAN’ın rızasıdır ve o olmalıdır.

Biz öncelikle onu aramalıyız.

Her şeyin bir bedeli olur.
Dünyaya bedel AHİRET!
Yaşamını sürdürmen için verilen nimetlerin bedeli ise YARATAN’ın RIZASIdır.

Dünyayı ve fani muhabbetini kalbimizden atarsak yerini Allah’a saygı ve muhabbet alır.

Yaşadığımız günü ömrümüzün son günü bilmeli, işlerimizi ona göre ayarlamalıyız.

Herkesin doğum tarihi bilnmekle beraber hiç kimsenin hatta ölümcül hastaların bile ölüm tarihi belli değil.

Çevremize biraz dikkat ettiğimizde, her yaşta ölenleri görecek ve nice umulmadık, beklenmedik ölümlere şahit olacağız.

Biz ise ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz ve bilemeyiz..
İstikametli yaşamak ölümü hatırdan çıkarmamakla;
İstikametli yaşamak dünyayı terk ile mümkün olabilir.

Dünyayı terk derken!
Onu kesben (çalışmayı kazanmayı terk) değil kalben terk etmeliyiz.
Yani helal kazanç, ahlaklı yaşam ve adil davranış bakımından değil,

Ebedi dünyada kalacakmış gibi dünya rahat, lezzet ve servetlerini artırabilmek için her şeyi meşru ve mubah gören saldırgan bir anlayıştan uzak kalmalıyız.

Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme..Süzünü aklımızdan hiç çıkarmamalıyız,

Sevgili Dostlar.
Dünyay’ı, hayatı ve hayata bakış açımızı BİR DAHA GÖZDEN GEÇİRMEYE NE DERSİNİZ.


.