26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2647
Okunma


MESCİD-İ AKSA
Teodor Herzl önderliğinde dünya ya adını duyuran ve dünya yı kendine bağımlı hale getiren Siyonizm akımı ve Siyonist güçler, çok kısa bir sürede dünyayı siyasi, ekonomik , kültürel olarak baskı altına almıştır. Birçok alanda devletleri kendine bağımlı kılmayı başaran İsrail, ekonomik gücü, teknolojik gücü ve dış gücü de arkasına alarak Ortadoğu da baskın güç konumuna gelmiştir. Sadece Ortadoğu da değil; birçok yerde de soğuk savaşların oluşmasına zemin hazırlamıştır.
İçimizi sürekli kanatan yara Mescid-i Aksa ve Filistin;
Yahudilerin Filistin’i toprak olarak seçmelerinin sebebi; “buranın Heykel toprağı ve İsrailoğulları için Kudüs’te yetmiş yıl süreyle(M.Ö.1040-970) devlet kurmuş olan Davud ve Süleyman(a.s.)’ın vatanı olmasıdır.”
Ama bu görünen sebepti, görünmeyenin altında ise şunlar yatıyordu: İngiltere ve bazı Yahudilerin asıl gayesinin ne olduğunu Uluslar arası Yahudi Kongresi başkanı Kanada’daki bir konuşmasında belirtiyor.
Nahom Goldman:
“Asıl amaç Filistin’in; Asya, Avrupa ve Afrika’dan gelen yolların birleşme noktası olması ve dünyaya hükmetmede stratejik konuma sahip olması dolayısıyla tercih etmiştir.”
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, Batı Şeria da1967 yılında Yahudiler tarafından işgal edildi. Bugün Kudüs ve çevresinde oynanan oyunlar nedeniyle Mescid-i Aksa Müslüman dünyası için büyük önem kazanmıştır. İçinde “İslam”ın tohumlarını besleyen herkesin bu konuda duyarlılık göstermesi beklenir. ABD ve Siyonist işgal yönetimi Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerindeki gayri meşru işgali meşrulaştırmak için birçok hileye başvurmaktadır. Ama ne yazık ki “İslam” alemi bu konuda sözde kalma tepkiler dışında herhangi bir eyleme dönüşen bir amaç içinde yol almamıştır. Filistin’in etrafındaki “Arap” devletler bu konuda hep çekimser bir tavır sergilemiştir. Türkiye de ise halkın duyarlı olmasına rağmen hükümet bu konuda İsrail’i göz ardı eden bir yapı içinde olmuştur. Siyonist gücün uçakları Konya hava sahasında eğitim tatbikatları yapmakta ve geçmiş dönemde birçok müslümanın şehit düşmesine Türkiye de katkı sağlamıştır.
Yahudilerin Mescid-i Aksa üzerindeki amaçları ise buranın altında Süleyman mabedinin bulunduğuna inanılmasıdır. Yıllarca burayı yıkabilmek için binlerce oyuna başvurdular.
Başvurulan yollar başarısız kalınca da bu sefer çeşitli hilelere başvurdular. Önce tünel kazıldı, fakat bu fark edilince gayri meşru yollarını meşru kılmak için, eski Yahudi eserlerinin bulunduğunu öne sürerek; Arkeolojik kazılarla Mescid-i Aksa ve çevresi kazılmakta ve buranın altı gittikçe boşatıldığı için bazı yerlerde yıkılmalar oluşmuş ve çatlaklar meydana gelmiştir.
MESCİD-İ AKSA’YI YIKMA GİRİŞİMLERİ:
“-Siyonistler bu iddialarından yola çıkarak Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırabilmek için yıllardan beri çalışmaktadırlar.
- Siyonistlerin Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma girişimleri 1967 Haziran’ında Doğu Kudüs’ü işgal etmelerinden kısa bir süre sonra başladı.
- 21 Ağustos 1969’da Denis Ruhan adlı fanatik bir yahudi Mescidi Aksa’yı yakma girişiminde bulundu. Nisan 1980’de ünlü yahudi terörist Meir Kahane, Mescidi Aksa’nın bir yerine bol miktarda patlayıcı madde doldurarak bunu patlatmaya teşebbüs etti.
- 8 Nisan 1982’de fanatik bir siyonist terör örgütünün mensupları Kâh diye bilinen diğer bir siyonist terör örgütüyle işbirliği yaparak Mescidi Aksa’nın ana girişine bol miktarda patlayıcı madde yerleştirdiler.Ancak bu patlayıcı madde cami görevlileri tarafından patlamadan ortaya çıkarıldı.
-10 Nisan 1982’de Meir Kahane taraftarlarından bir grup yahudi terörist zorla Mescidi Aksa’ya girmek istedi. Cemaatin ve cami görevlilerinin engel olması üzerine çıkan çatışmada cami korumalarından iki kişi öldürüldü.
- 21 Mart 1983’te Mescidi Aksa’ya gizli bir yoldan girmek için tünel açıldığı tespit edildi. Ancak tünel tamamlanamadan ortaya çıkarıldığı için teşebbüs başarılı olamadı.
-27 Şubat 1984’te bir grup silahlı yahudi, caminin doğu tarafından Rahmet kapısının yakınından içeri girmek istedi. Ancak cami koruma görevlileri onların içeri girip bir katliam gerçekleştirmelerini önlediler.
-14 Ocak 1986’da Knesset üyesi bazı parlamenterler askerlerin koruması altında Mescidi Aksa’ya girmek istediler. Ancak İslâmi Hareket mensubu gençler cami kapılarında barikatlar oluşturarak onların içeri girmelerini önlediler.
- Birkaç kez girişimde bulunan parlamenterler Mescidi Aksa’nın içine girmeyi başaramayınca geri dönmek zorunda kaldılar. Fakat bu olaydan sonra cami dışında işgalci askerlerin Müslüman gençlere saldırmasıyla başlayan çatışmalarda çok sayıda genç yaralandı.
- 8 Ekim 1990 tarihinde yine Mescidi Aksa’ya yönelik olarak gerçekleştirilen saldırıda 30 Müslüman şehid oldu, 800 Müslüman da yaralandı.
-Tarihe "Kudüs katliamı" olarak geçen bu saldırı, siyonist İsrail yönetiminin bazı fanatik yahudi gruplarını kışkırtması sonucu gerçekleştirildi. Bu saldırının asıl amacı ise Mescidi Aksa’nın bazı bölümlerini yıkmak ve zaman içinde tamamını yıkabilmek için ilk adımı atmaktı.”
Müslümanların bu tür ortak değerlerine sahip çıkması için her müslümanın üstüne düşen bir görev vardır.Bu konuda birlik ve beraberliğin yanında İslam dininin maneviyatı da unutulmamalıdır.
Son günlerde Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılardan dolayı müslümanların endişeleri giderek artmaktadır. Bu sebeple dualarımızda Mescid-i Aksa’yı da yalnız bırakmamalıyız.