Bir türkü kadar sıcak mı yaşanır dergahında duygular. Umulmadık bir zamanda umulmadık bir ümitle gelmişti ruhun sarmıştı en içre haliyle beni.

Durmasın dönsün dünya! döndükçe ansın sevdamı, döndükçe akıtsın gözyaşını sızılı sineme. Deryayı andırsın her haliyle, ummanlara taşısın, med ve cezirler yaşatsın benliğime. Bir deli divane olsun gönlüm. Manevi bir atmosfer oluştursun havada gizemle uçuşan bulutlar gibi. Veya her an patlayacakmış gibi...

Kalabalıktan uzaklaştım zaman zaman, bazende kalabalığa girdim. Yani hem senden kaçtım ve yine sana kaçtım. Artık yazamaz oldum eskisi gibi iki kelime, konuşamaz oldum iki kelam dahi. çözemez oldum gizemli soruları. Lugatlar dahi tarif edemez oldu mecnun halimi.

Şimdi meçhule ait bir gemideyim, nerede olduğumu zaman zaman unutturdun bana ve nereye gideceğimi de. Bakıyorum maziye doğru baktıkça boşa dönüyor gözlerim. Bu gün, her gün gibi bir gün oldu şimdi. Yalnızım ve uçurumun kenarındayım. Şalım salınıyor rüzgarlarda adeta onlarla hemhal miş gibi söyleşiyor. Sükuta gömüldüm şimdi, hal dilim dile geldi. Görmeden çözemez, okuyamaz, duyamazsın beni...