16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1135
Okunma

Çalıştığım şirkette Candan adında şirin bir kız var. Candan, tıpkı adı gibi samimi ve sevecen bir kız. Herkesle çok çabuk kaynaşır ve arkadaş olur. Bu iyi özelliğinin yanında, birde kötü özelliği var ki; herkesi bıktırmış durumda. Bu sevimli arkadaşımız, hani şu; yemek için yaşayanlar var ya, o tiplerden.
Sabah kahvaltısında, iki simit yetmez. Öğle arası köşe bucak kek, bisküvi, çikolata, ne bulursa yürütür. Artık o kadar çok kilo aldı ki; merdivenlerden çıkamaz oldu.
Muhasebedeki arkadaşlarımızın çoğu sabah kahvaltısı yapmadıklarından, yada çok erken yaptıkları için, erken acıkıyorlar. Bu sebepten öğle yemeğine erken gelirler. Bizim Candan kahvaltıdan az önce kalkmış olmasına rağmen, onlarla birlikte hemen sofraya oturur.
_Aslında acıkmadım;, sizi görünce yemek canım istedi.
Hemen tabağını onlarınkinden dört katı fazla doldurur. Az önce kahvaltı yaptığı için çatlama derecesine gelir. Bu defada şirketin içinde soda aramaya başlar. Bulduğu bir sodayı yüzünü buruşturarak içmeye çalışır. Çünkü damak zevkine hiç uygun değildir soda.
O’ na çikolata tadında yiyecek ve içecekler olmalı, böyle soda gibi yavan tatları hiç sevmez. Yediklerini ağır ağır sindirmiş; canı çay içmek istemiştir ama; çay kurabiyesiz içilir mi? Hemen gözüne kestirdiği Nurhayat’ın masasına yönelir.
Orada bir kek görmüştür. Zavallı Nurhayat, kek masada bir hafta dursa yemek aklına gelmez. Çöp gibi bir kızdır. Candan’dan öyle korkmuştur ki; değil keki, masayı götürse bir şey demez. Çünkü Candan kızcağızı kıstırdığı yerde dövmektedir. Sıska kızcağız sesini çıkartamaz, ne isterse verir.
Karşı masada oturan Nilgün, bu işten pek hoşlanmaz. Candan’a tavrını koyar.
_Bak Candan, böyle giderse, iyice şişmanlayıp; başımıza kız kurusu olarak kalacaksın. Sana abur cubur yemeyi yasaklıyorum der.’
Ama kim dinler; bir gözü Nurhayat’ın masasındaki kekte, öbür gözü Nilgün’dedir. Kedi gibi yavaşça masaya yanaşıp, keki cebine indirir. Hızlı adımlarla ofisten çıkar ama; bu olay Nilgün’ün gözünden kaçmaz. Hemen peşine düşer.
Candan önden,, Nilgün arkadan, öğle bir koşarlar ki; görenler yangın söndürmeye gittiklerini düşünür.
Ben gülerim sadece. Ey! Kör boğaz, sen neler açıyorsun insanların başına…
Emine Uysal /07/10/2009
Yazdığım öykü gerçektir. Candan hala yemektedir. Biz bir çözüm bulamadık. Sizin bir öneriniz varsa, her türlü öneriye açık olduğumuzu belirtirim…