Arthur Miller, “Önceden öğrenenler, indirimli fiyattan öğrenirler... Otoriteden öğrenenler, özgürlük bedeliyle öğrenirler... Deneyerek öğrenenler, etiket fiyatından öğrenirler... Yaşamdan öğrenenler, gecikme zammıyla öğrenirler... Yaşamdan da öğrenemeyenler, boşa gitmiş yaşamlarıyla öğrenirler.” Diyor.

Önceden öğrenenler; daima indirimli fiyattan öğrenir, siz sigaranın, uyuşturucunun, alkolun, ekran bağımlılığının zararlarını öğrenirseniz tedbirinizi ona göre alırsınız. Bu tıpkı yolda hızla araç kullanan sürücünün yoldaki uyarı bilgi levhalarına bakıp virajı önceden öğrenmesine benzer.

Öğrenmenin bir yolu da tecrübeyle öğrenmektir, yani yaşayarak öğrenmek, bu öğrenmenin maliyeti yüksektir, insana pahalıya mal olur. Eğer hiç öğrenmemişseniz, yani yoldaki trafik işaretleriyle konuşmazsanız onlar size bir şey ifade etmezler. Sizde ilk virajda kaza yaparsınız.

Bilgi güçtür diyoruz. O zaman vücut teri yerine, akıl terine daha fazla önem vermeliyiz. Ülkemize bir otomobil fabrikası kuruluyor. Teknolojisi Japonlara ait. Yani onlar düşünmüşler, akıllarını kullanmışlar, yeni bir ürün ortaya çıkarmışlar. Japonlar bize teknolojiyi veriyor, üretimi, çevre kirliliği, verimli arazilerin işgali, iş kazaları, grevler, lokavtlar, sosyal düzensizleri de bize satmış oluyorlar.

Onlar sadece her aracın nasıl üretileceğini, kaç tane üretileceğini, üretilen her araç için kaç lira verileceğinin maliyetini satıyorlar. Aslında onlar bize bilgiyi satıyorlar.

Öğrenme maliyetini ucuzlatmak elimizde. Erken öğrenmeliyiz.

Bilgi güçtür, paylaşıldıkça sinerji (ortak fayda) yaratır.

01/10/2009